Tarımsal üretim her şeyden önce varoluş için gerekli olan en önemli faaliyettir. Ancak nüfusun artması, yanlış arazi kullanımları, plansız üretim gibi beşeri olumsuzlukların yanı sıra iklim değişikliği ve bu değişikliğin bulunduğumuz kuşakta kuraklaşma eğiliminde olması, tarımsal üretimde ciddi tedbirlerin zorunluluğunu da beraberinde getirmektedir. İklim senaryoları tespitlerine göre Türkiye üzerinde mevsimlik ve yıllık ortalama hava sıcaklıklarının artması, Türkiye geneli toplam yağış miktarlarında Doğu Karadeniz Bölgesi hariç 250-300 mm'ye varan azalmalar öngörülmektedir. Bu öngörüler doğrultusunda Türkiye'nin büyük bölümünde kuraklık kaçınılmaz bir tehlike olarak karşımıza çıkmaktadır.
Günümüzde yarı kurak şartların egemen olduğu İç Anadolu Bölgesi'nde ise kuraklık artışı ile tehlike çok büyük boyutlara ulaşacaktır. Bu durum, bölgenin ekolojik koşullarını göz önünde bulundurarak, öngörülen kuraklık değerlerine göre, kurak koşullara uyumlu tarımsal faaliyetlere geçiş hazırlıklarını zorunlu hale getirmektedir. Bölgede su kaynaklarının kullanımı ve tarımsal ürün deseninin yeniden oluşturulması konusunda planlama yapılarak uygulamaya geçilmesini zorunlu kılmaktadır.
Bölgede beklenen kuraklaşma koşullarına uygun tarımsal faaliyetlere yer verilmelidir. Su isteği fazla olan ürünlerin sınırlandırılarak, kuraklığa dayanıklı ürünler yetiştirilmelidir. Yerli tohumlar ıslah edilerek verimliliği artırılmalıdır. Toprak ıslah çalışmaları ile toprağın su tutma kapasitesi artırılmalı, klasik sulama tekniklerinden terkedilerek damlama sulama yaygınlaştırılmalıdır. Hayvancılık faaliyetlerinde çayır ve mera hayvancılığından vazgeçilerek yem bitkilerinin yetiştirilmesi ve besi hayvancılığı desteklenmelidir. İthal ürünler sınırlandırılarak yerli üretim desteklenmelidir. Çiftçi eğitim programlarını yaygınlaştırarak çiftçinin gelenekselleşmiş tarımsal üretimi terk ederek, modernize ve kuraklık şartlarına uygun yöntemlere geçilmesi sağlamalıdır. Ayrıca büyük kentlerin nüfus yükünü ve işsizlik sorununu hafifletmek için planlı bir şekilde köye dönüş projeleri geliştirilmelidir. Köye dönüş projelerinin hayata geçirilmesi ile kentlerdeki işsizlik kaynaklı birçok sosyal problemlerin de önüne geçilmiş olacaktır.
Tarımsal üretim her şeyden önce varoluş için gerekli olan en önemli faaliyettir. Ancak nüfusun artması, yanlış arazi kullanımları, plansız üretim gibi beşeri olumsuzlukların yanı sıra iklim değişikliği ve bu değişikliğin bulunduğumuz kuşakta kuraklaşma eğiliminde olması, tarımsal üretimde ciddi tedbirlerin zorunluluğunu da beraberinde getirmektedir. İklim senaryoları tespitlerine göre Türkiye üzerinde mevsimlik ve yıllık ortalama hava sıcaklıklarının artması, Türkiye geneli toplam yağış miktarlarında Doğu Karadeniz Bölgesi hariç 250-300 mm'ye varan azalmalar öngörülmektedir. Bu öngörüler doğrultusunda Türkiye'nin büyük bölümünde kuraklık kaçınılmaz bir tehlike olarak karşımıza çıkmaktadır.
Günümüzde yarı kurak şartların egemen olduğu İç Anadolu Bölgesi'nde ise kuraklık artışı ile tehlike çok büyük boyutlara ulaşacaktır. Bu durum, bölgenin ekolojik koşullarını göz önünde bulundurarak, öngörülen kuraklık değerlerine göre, kurak koşullara uyumlu tarımsal faaliyetlere geçiş hazırlıklarını zorunlu hale getirmektedir. Bölgede su kaynaklarının kullanımı ve tarımsal ürün deseninin yeniden oluşturulması konusunda planlama yapılarak uygulamaya geçilmesini zorunlu kılmaktadır.
Bölgede beklenen kuraklaşma koşullarına uygun tarımsal faaliyetlere yer verilmelidir. Su isteği fazla olan ürünlerin sınırlandırılarak, kuraklığa dayanıklı ürünler yetiştirilmelidir. Yerli tohumlar ıslah edilerek verimliliği artırılmalıdır. Toprak ıslah çalışmaları ile toprağın su tutma kapasitesi artırılmalı, klasik sulama tekniklerinden terkedilerek damlama sulama yaygınlaştırılmalıdır. Hayvancılık faaliyetlerinde çayır ve mera hayvancılığından vazgeçilerek yem bitkilerinin yetiştirilmesi ve besi hayvancılığı desteklenmelidir. İthal ürünler sınırlandırılarak yerli üretim desteklenmelidir. Çiftçi eğitim programlarını yaygınlaştırarak çiftçinin gelenekselleşmiş tarımsal üretimi terk ederek, modernize ve kuraklık şartlarına uygun yöntemlere geçilmesi sağlamalıdır. Ayrıca büyük kentlerin nüfus yükünü ve işsizlik sorununu hafifletmek için planlı bir şekilde köye dönüş projeleri geliştirilmelidir. Köye dönüş projelerinin hayata geçirilmesi ile kentlerdeki işsizlik kaynaklı birçok sosyal problemlerin de önüne geçilmiş olacaktır.