"Bu dünyadan hiçbirimiz sağ çıkamayacağız!" Bunu bilmek, insanın içindeki boşluğu derinleştiriyor ister istemez. Dışımızsa zaten boşluklarla dolu. Altay Öktem, bu kitabıyla insanı, doğayı, kısacası hayatı "içten" sevmenin, dokularına, hücrelerine kadar hissetmenin felsefesini koyuyor ortaya. Bu toplumun içinde olmayan, dışında da kalamayan birinin elindeki tek şeyle; içine düştüğü boşlukla didişmesinin tuhaf serüveniyle karşı karşıyayız.
İçimde Bir Boşluk Var, hem ironik, hem mizahi, hem hüzünlü, hem de öfkeli bir bakışla, yaşadığımız her şeyin aslında eksik yaşandığını, her şeye baştan başlamamız gerektiğini söylüyor bize. Sadece söylemiyor; kanıtlıyor da!
"Bu dünyadan hiçbirimiz sağ çıkamayacağız!" Bunu bilmek, insanın içindeki boşluğu derinleştiriyor ister istemez. Dışımızsa zaten boşluklarla dolu. Altay Öktem, bu kitabıyla insanı, doğayı, kısacası hayatı "içten" sevmenin, dokularına, hücrelerine kadar hissetmenin felsefesini koyuyor ortaya. Bu toplumun içinde olmayan, dışında da kalamayan birinin elindeki tek şeyle; içine düştüğü boşlukla didişmesinin tuhaf serüveniyle karşı karşıyayız.
İçimde Bir Boşluk Var, hem ironik, hem mizahi, hem hüzünlü, hem de öfkeli bir bakışla, yaşadığımız her şeyin aslında eksik yaşandığını, her şeye baştan başlamamız gerektiğini söylüyor bize. Sadece söylemiyor; kanıtlıyor da!