İdare hukuku bakımından kamu özel işbirliği sözleşmeleri isimli çalışmamızın amacı, kamu yönetimi, proje finansmanı, kamu maliyesi gibi birçok alanı etkileyen bir kavram olarak kamu özel işbirliği altında yer alan modellerin hukuki çerçevesinin anlaşılması, Türk idare hukuku bakmından öne çıkan boyutlarının incelenmesi, ortaya çıkardığı meselelerin tespit edilmesi ve değerlendirilmesi ile bu konularda nasıl bir düzenleme çerçevesine ihtiyaç duyulacağı konularına cevap aramaktır.
Hukuki düzenlemelerin hayatın değişen koşullarına uyum sağlaması ve güncel gelişmelerin hukuki karşılıklarının oluşturulması her zaman bir gereklilik olmakla beraber, günümüz koşullarında bu ihtiyacın daha fazla hissedildiği de muhakkaktır. Ekonomik bakış açısı ve sosyal bilimler alanında iktisadi analizlerin ağırlığının artması birçok alanı etkilediği gibi hukuki kavram ve kurumlar da bu alandaki değişimlerden nasibini almaktadır. Nitekim ekonomik kamu hukuku gibi tanımlamalar idare hukukunun birçok alanını kapsamına almakta, devletin temel yatırım ve hizmetlerinde de özel sektör teşebbüslerinin konusu olan alan giderek genişlemektedir.
Bu bağlamda idarenin faaliyetlerinde de özel sektör katılımının artması dolayısıyla bu birliktelik artık bir işbirliği ve ortaklık ilişkisi olarak tanımlanmaktadır. Ancak yeni kavramların hukuki karşılıklarının oluşturulmasında, eski kavramların her yeni gelişmeyi de kapsayıcı bir niteliğe sahip olduğu iddia edilerek bu tür yeni kavramlara karşı bir direnç gösterilebilmektedir.
Buna karşılık her yeni kavramın doğrudan adapte edilmesi şüphesiz bir hukuk sisteminde kavram ve kuralların tutarlılığı ve gelişimi bakımından sağlıklı bir yaklaşım değildir. Sadece “yeni” olduğu gerekçesiyle kavram ve kurumların yeterince tartışılmadan olduğu gibi kendi bünyemize dahil edilmesi bizde sık tekrar edilen hatalardan biridir.
Ancak bir hukuk sisteminin, ifrat ve tefrit arasında değişen ihtiyaçlara göre kendini güncellerken kendi bütünlüğünü ve iç tutarlılığını da koruyan bir yapı oluşturması büyük önem arz etmektedir.
Ekonomik öngörülebilirlik ihtiyaçları artık klasik hukuki terimlerimizin anlamlarını daha fazla sorgulamakta, düzenleme ihtiyacını artırmakta ve kapsamı, sınırları ve dolayısıyla yetki alanı belirli olmayan kavramların yerine yenilerini getirmeye zorlamaktadır. Bu sürecin sağlıklı olarak yürütülebilmesi için hukuk disiplinlerinin diğer sosyal bilimlerle ortak bir dil geliştirebilmesi, onların kullandığı terimlerin karşılıklarının oluşturulabilmesi ve bunlara bağlanan hukuki sonuçların belirli hale getirebilmesi büyük önemi haizdir.
Bu genel yaklaşım çerçevesinde, altyapı yatırım ve hizmetleri alanında yeni ortaya çıkan kamu özel işbirliği kavramının analiz edilmesi ve idare hukuku bağlamındaki yerinin tartışılması amaçlanmış ve Türk idare hukuku açısından bu anlamda bir deneme yapılmaya çalışılmıştır.
İdare hukuku bakımından kamu özel işbirliği sözleşmeleri isimli çalışmamızın amacı, kamu yönetimi, proje finansmanı, kamu maliyesi gibi birçok alanı etkileyen bir kavram olarak kamu özel işbirliği altında yer alan modellerin hukuki çerçevesinin anlaşılması, Türk idare hukuku bakmından öne çıkan boyutlarının incelenmesi, ortaya çıkardığı meselelerin tespit edilmesi ve değerlendirilmesi ile bu konularda nasıl bir düzenleme çerçevesine ihtiyaç duyulacağı konularına cevap aramaktır.
Hukuki düzenlemelerin hayatın değişen koşullarına uyum sağlaması ve güncel gelişmelerin hukuki karşılıklarının oluşturulması her zaman bir gereklilik olmakla beraber, günümüz koşullarında bu ihtiyacın daha fazla hissedildiği de muhakkaktır. Ekonomik bakış açısı ve sosyal bilimler alanında iktisadi analizlerin ağırlığının artması birçok alanı etkilediği gibi hukuki kavram ve kurumlar da bu alandaki değişimlerden nasibini almaktadır. Nitekim ekonomik kamu hukuku gibi tanımlamalar idare hukukunun birçok alanını kapsamına almakta, devletin temel yatırım ve hizmetlerinde de özel sektör teşebbüslerinin konusu olan alan giderek genişlemektedir.
Bu bağlamda idarenin faaliyetlerinde de özel sektör katılımının artması dolayısıyla bu birliktelik artık bir işbirliği ve ortaklık ilişkisi olarak tanımlanmaktadır. Ancak yeni kavramların hukuki karşılıklarının oluşturulmasında, eski kavramların her yeni gelişmeyi de kapsayıcı bir niteliğe sahip olduğu iddia edilerek bu tür yeni kavramlara karşı bir direnç gösterilebilmektedir.
Buna karşılık her yeni kavramın doğrudan adapte edilmesi şüphesiz bir hukuk sisteminde kavram ve kuralların tutarlılığı ve gelişimi bakımından sağlıklı bir yaklaşım değildir. Sadece “yeni” olduğu gerekçesiyle kavram ve kurumların yeterince tartışılmadan olduğu gibi kendi bünyemize dahil edilmesi bizde sık tekrar edilen hatalardan biridir.
Ancak bir hukuk sisteminin, ifrat ve tefrit arasında değişen ihtiyaçlara göre kendini güncellerken kendi bütünlüğünü ve iç tutarlılığını da koruyan bir yapı oluşturması büyük önem arz etmektedir.
Ekonomik öngörülebilirlik ihtiyaçları artık klasik hukuki terimlerimizin anlamlarını daha fazla sorgulamakta, düzenleme ihtiyacını artırmakta ve kapsamı, sınırları ve dolayısıyla yetki alanı belirli olmayan kavramların yerine yenilerini getirmeye zorlamaktadır. Bu sürecin sağlıklı olarak yürütülebilmesi için hukuk disiplinlerinin diğer sosyal bilimlerle ortak bir dil geliştirebilmesi, onların kullandığı terimlerin karşılıklarının oluşturulabilmesi ve bunlara bağlanan hukuki sonuçların belirli hale getirebilmesi büyük önemi haizdir.
Bu genel yaklaşım çerçevesinde, altyapı yatırım ve hizmetleri alanında yeni ortaya çıkan kamu özel işbirliği kavramının analiz edilmesi ve idare hukuku bağlamındaki yerinin tartışılması amaçlanmış ve Türk idare hukuku açısından bu anlamda bir deneme yapılmaya çalışılmıştır.