Bu çalışma, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nda bir dava türü olarak düzenlenmemiş olan tespit davasını konu edinmektedir. Bu çerçevede; idari yargıda yeni bir dava türüne ihtiyaç olup olmadığı incelenmiş ve tespit davası idari yargı sistemindeki benzer usullerle karşılaştırılmıştır. Esasen çalışma; Türk idari yargı sisteminde tespit davasının uygulanma imkanı olup olmadığının değerlendirilmesine ilişkindir. Konu, hem idari yargılama sistemindeki mevzuat hem de mahkeme kararları bağlamında ele alınmıştır. Bu dava türü hakkında yürütülen tartışmalar bağlamında davanın idari yargı sisteminde kabulünün mümkün olup olmadığına, mümkün ise şartlarına ilişkin değerlendirmelerde bulunulmuştur. Tespit davası, her ne kadar idari yargı sisteminde yer almasa da adli yargıda yer bulmuştur. Bu nedenle, çalışmada medeni usul hukukunda tespit davası incelenmiştir. Aynı zamanda çalışmada, tespit davasına ilişkin ülke uygulamalarına da yer verilmiştir.
Bu çalışma, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nda bir dava türü olarak düzenlenmemiş olan tespit davasını konu edinmektedir. Bu çerçevede; idari yargıda yeni bir dava türüne ihtiyaç olup olmadığı incelenmiş ve tespit davası idari yargı sistemindeki benzer usullerle karşılaştırılmıştır. Esasen çalışma; Türk idari yargı sisteminde tespit davasının uygulanma imkanı olup olmadığının değerlendirilmesine ilişkindir. Konu, hem idari yargılama sistemindeki mevzuat hem de mahkeme kararları bağlamında ele alınmıştır. Bu dava türü hakkında yürütülen tartışmalar bağlamında davanın idari yargı sisteminde kabulünün mümkün olup olmadığına, mümkün ise şartlarına ilişkin değerlendirmelerde bulunulmuştur. Tespit davası, her ne kadar idari yargı sisteminde yer almasa da adli yargıda yer bulmuştur. Bu nedenle, çalışmada medeni usul hukukunda tespit davası incelenmiştir. Aynı zamanda çalışmada, tespit davasına ilişkin ülke uygulamalarına da yer verilmiştir.