Evinde her gün misafir ağırlanan cömertler, cömert bir babanın evinde hayata gözlerini açmıştır. Çocukluğu İslamî tebliğin zorlu Mekke yılları ile geçmiştir. Hicretten sonra bir genç kız olarak gittiği Nübüvvet evinde ilim ve hikmetle dolmuş, üstün zekası ve hafızası ile Allah Resulünün aile hayatının adeta fotoğrafını çekerek bizlere ulaştırmıştır.
Medine'de münafıkların çıkarmış olduğu namus fitnesi yüzünden yeryüzü kendisine dar gelmiş; yeri ve gökleri titreten bu iftiradan ayet-i kerimelerle temizleninceye kadar tarifi imkansız acı ve ızdıraplar çekmiştir. Allah Resulünün ahirete irtihalinden sonra da uzun bir ömür sürmüş, derin ilminden halifeler dahil herkes istifade etmiştir. Evi bir ilim yuvası gibi işlev görmüş ve adeta Asr-ı Saadet sonrasına Nebevi Hayatın bir yansıması olmuştur. Nitekim Resulullah (s.a.v.)'in vefatından sonra Peygamber Mescidine gelen kadınların harem-selamlığa dikkat etmemeleri üzerine şu değerlendirmeyi yapmıştır: "Eğer Resulullah (s.a.v.) bu zamanda yaşamış olsaydı, İsrailoğullarının yaptıkları gibi kadınların mescitlere çıkmalarını yasaklardı." (Buhari, Ezan/163)
Hz. işe (r.a.)'nın evi insanlar için güvenli bir sığınaktı. Hasenatla dolu bir ömürden, güzel bir istikametten ve güzel bir itibardan sonra Resulullah (s.a.v.)'in âhirete göç etmesinden 47 yıl sonra, hicretin 58'inci yılı 17 Ramazan Çarşamba gecesi, 78 yaşında vitir namazını kıldıktan sonra ruhu Medine'de a'lay-ı illiyyine yükseldi.
Her kafadan bir sesin çıktığı ve dinin giderek hayattan soyutlanarak, adeta sadece inanç sistemi haline getirilmeye çalışıldığı günümüzde Müslüman kadınının dini hayatını şekillendirmede Hz. Aişe annemiz eşsiz bir örnektir.
Ne mutlu yolunu yol edinenlere….
Evinde her gün misafir ağırlanan cömertler, cömert bir babanın evinde hayata gözlerini açmıştır. Çocukluğu İslamî tebliğin zorlu Mekke yılları ile geçmiştir. Hicretten sonra bir genç kız olarak gittiği Nübüvvet evinde ilim ve hikmetle dolmuş, üstün zekası ve hafızası ile Allah Resulünün aile hayatının adeta fotoğrafını çekerek bizlere ulaştırmıştır.
Medine'de münafıkların çıkarmış olduğu namus fitnesi yüzünden yeryüzü kendisine dar gelmiş; yeri ve gökleri titreten bu iftiradan ayet-i kerimelerle temizleninceye kadar tarifi imkansız acı ve ızdıraplar çekmiştir. Allah Resulünün ahirete irtihalinden sonra da uzun bir ömür sürmüş, derin ilminden halifeler dahil herkes istifade etmiştir. Evi bir ilim yuvası gibi işlev görmüş ve adeta Asr-ı Saadet sonrasına Nebevi Hayatın bir yansıması olmuştur. Nitekim Resulullah (s.a.v.)'in vefatından sonra Peygamber Mescidine gelen kadınların harem-selamlığa dikkat etmemeleri üzerine şu değerlendirmeyi yapmıştır: "Eğer Resulullah (s.a.v.) bu zamanda yaşamış olsaydı, İsrailoğullarının yaptıkları gibi kadınların mescitlere çıkmalarını yasaklardı." (Buhari, Ezan/163)
Hz. işe (r.a.)'nın evi insanlar için güvenli bir sığınaktı. Hasenatla dolu bir ömürden, güzel bir istikametten ve güzel bir itibardan sonra Resulullah (s.a.v.)'in âhirete göç etmesinden 47 yıl sonra, hicretin 58'inci yılı 17 Ramazan Çarşamba gecesi, 78 yaşında vitir namazını kıldıktan sonra ruhu Medine'de a'lay-ı illiyyine yükseldi.
Her kafadan bir sesin çıktığı ve dinin giderek hayattan soyutlanarak, adeta sadece inanç sistemi haline getirilmeye çalışıldığı günümüzde Müslüman kadınının dini hayatını şekillendirmede Hz. Aişe annemiz eşsiz bir örnektir.
Ne mutlu yolunu yol edinenlere….