"Artık hayatta en zevk aldığı şey kendisini üzmeyen konularda üzülen insanları görmekti. Bundan büyük bir haz alıyordu.
Onların ağlamaları, yakarışları... Kendi hiçbir acı hissetmezken onlar yırtınıyordu. Bu gerçekten de büyük bir zevkti.
İçinde bir cani, bir psikopat mı yatıyordu, yoksa ürkütülmüş saldırgan bir zavallı mı? Bilemiyordu...
Her gün, her an şu cümleyi tekrar ediyordu:
Kendi kendime kurdum..."
Taşralı, basit bir hayat süren genç bir kızın hayallerini süsleyen zenginlik ve ihtişamlı hayata özlemiyle başlayan kitap, bizi öylesi bir karmaşaya götürüyor ki... Hayatın delhizlerinde kahramanlarla birlikte kaybolurken, nefes kesen bir gerilim ve polisiyenin de içine giriyoruz.
"Artık hayatta en zevk aldığı şey kendisini üzmeyen konularda üzülen insanları görmekti. Bundan büyük bir haz alıyordu.
Onların ağlamaları, yakarışları... Kendi hiçbir acı hissetmezken onlar yırtınıyordu. Bu gerçekten de büyük bir zevkti.
İçinde bir cani, bir psikopat mı yatıyordu, yoksa ürkütülmüş saldırgan bir zavallı mı? Bilemiyordu...
Her gün, her an şu cümleyi tekrar ediyordu:
Kendi kendime kurdum..."
Taşralı, basit bir hayat süren genç bir kızın hayallerini süsleyen zenginlik ve ihtişamlı hayata özlemiyle başlayan kitap, bizi öylesi bir karmaşaya götürüyor ki... Hayatın delhizlerinde kahramanlarla birlikte kaybolurken, nefes kesen bir gerilim ve polisiyenin de içine giriyoruz.