Hayatın her alanında müthiş bir hegemonya, bir tahakküm mevcut! Eleştiri, sorgulama, akletme geri çekilince seviyesizlik, düşüncesizlik belirginleşmekte, bu durum ise derin bir teslimiyete yol açmakta. Sonuçta adaletin, hakkaniyetin ge¬riye itilip, ifsadın, menfaatin, gücün ön plana çıktığı bir toplum düzeni ile yüz yüze geliyoruz.
Bu toplum düzeninin bize bakan yüzüyle en somut tezahürü ise emri bil maruf ve nehyi anil münker vazifesinin ihmal edilmesi, görmezden gelinmesi, dışlanması oluyor. İnsana yaşadığı çevre¬ye, dünyaya karşı sorumluluk bilinci yükleyen bu çağrı etkisiz¬leştikçe de zulmün, çirkinliğin ortalığı kaplaması kolaylaşıyor. Öyle ki gereken cehd ve çabayı kuşanmakta zaaf gösterildiğinde iman iddiasında bulunanları da içine çeken, yutan bir canavara dönüşüyor.
Oysa Rabbu'l Alemin'den başkasını Rab, İlah ka¬bul etmemek demek olan tevhid akidesi Müminlere bu hayırsız gidişata itiraz etmeyi, tüm bu dayatmalara karşı tavır almayı em¬rediyor. Mümin olmak sorumluluk bilinciyle, imtihan kaygısıyla hayata müdahale etmeyi, ifsattan teberri etmeyi ve süreklilik içinde ıslah çabası içinde olmayı gerektiriyor.
Hayatın her alanında müthiş bir hegemonya, bir tahakküm mevcut! Eleştiri, sorgulama, akletme geri çekilince seviyesizlik, düşüncesizlik belirginleşmekte, bu durum ise derin bir teslimiyete yol açmakta. Sonuçta adaletin, hakkaniyetin ge¬riye itilip, ifsadın, menfaatin, gücün ön plana çıktığı bir toplum düzeni ile yüz yüze geliyoruz.
Bu toplum düzeninin bize bakan yüzüyle en somut tezahürü ise emri bil maruf ve nehyi anil münker vazifesinin ihmal edilmesi, görmezden gelinmesi, dışlanması oluyor. İnsana yaşadığı çevre¬ye, dünyaya karşı sorumluluk bilinci yükleyen bu çağrı etkisiz¬leştikçe de zulmün, çirkinliğin ortalığı kaplaması kolaylaşıyor. Öyle ki gereken cehd ve çabayı kuşanmakta zaaf gösterildiğinde iman iddiasında bulunanları da içine çeken, yutan bir canavara dönüşüyor.
Oysa Rabbu'l Alemin'den başkasını Rab, İlah ka¬bul etmemek demek olan tevhid akidesi Müminlere bu hayırsız gidişata itiraz etmeyi, tüm bu dayatmalara karşı tavır almayı em¬rediyor. Mümin olmak sorumluluk bilinciyle, imtihan kaygısıyla hayata müdahale etmeyi, ifsattan teberri etmeyi ve süreklilik içinde ıslah çabası içinde olmayı gerektiriyor.