Öyle sanıyorum ki fotoğrafın icadından itibaren bu fotoğraf büyüsü, tekniği ne olursa olsun bütün fotoğraflara içkin bir özellikti. Bize fotoğrafı etkileyici gösteren, adını koyamadığımız ama ona defalarca ve uzun uzun bakmamızı sağlayan, bir çekicilik ve gizem katan bir büyü. Sanki kartın kimyasal yapısından başlayan, onu pozlayan diyafram obtüratörün yapraklarının titreşimlerini içeren, banyolardaki metol'ün, hidrokinon'un metabisülfit'in gün ışığından etkilenmiş gümüş bromür moleküllerine taşıyıp yerleştirdiği bir sihir. Kağıt üzerindeki görüntülere, oradan bize bakan gözlere can katan bir nefes.
Öyle sanıyorum ki fotoğrafın icadından itibaren bu fotoğraf büyüsü, tekniği ne olursa olsun bütün fotoğraflara içkin bir özellikti. Bize fotoğrafı etkileyici gösteren, adını koyamadığımız ama ona defalarca ve uzun uzun bakmamızı sağlayan, bir çekicilik ve gizem katan bir büyü. Sanki kartın kimyasal yapısından başlayan, onu pozlayan diyafram obtüratörün yapraklarının titreşimlerini içeren, banyolardaki metol'ün, hidrokinon'un metabisülfit'in gün ışığından etkilenmiş gümüş bromür moleküllerine taşıyıp yerleştirdiği bir sihir. Kağıt üzerindeki görüntülere, oradan bize bakan gözlere can katan bir nefes.