Elinizdeki kitap İmam Cafer-i Sadık'ın, seçkin yarenlerinin talebi üzerine dönemin Ateistlerine cevap olarak; daha önce kendisi ve Hindistanlı bir doktor arasında geçen bir tartışmanın yazdığı mektubunun metnidir.
Hindistanlı Doktor şöyle dedi: “Eğer Erik (korunmak için) tamamen yapraklarla kaplı olsaydı daha iyi değil miydi?”
İmam Cafer-i Sadık şöyle dedi:
“Allah en iyi takdir edendir. Eğer dediğin gibi olsaydı, rüzgâr ona yeteri kadar ulaşamaz havasız kalırdı, eğer bu halde güneş ona vursaydı onu sıcağın fazlalığından çürütürdü. Ama bir defa güneş, bir defa rüzgâr bir defa da soğuk ona vurmaktadır. Böylelikle Allah, onu latif kuvvetiyle ve işlerinin sonunda açık hikmet olan takdiriyle takdir etti.”
Hindistanlı Doktor şöyle dedi: “Bu tasvir benim için yeterlidir. Şimdi ise gördüğünü iddia ettiğin tedbiri bana açıkla.”
İmam Cafer-i Sadık şöyle dedi:
“Acaba bu eriği olgunlaşmadan önce, çekirdeği, eti, kabuğu, rengi, tadı veya yoğunluğu olmayan, su halinde bir tohum olarak gördün mü?”
Kitabın içinden....
Elinizdeki kitap İmam Cafer-i Sadık'ın, seçkin yarenlerinin talebi üzerine dönemin Ateistlerine cevap olarak; daha önce kendisi ve Hindistanlı bir doktor arasında geçen bir tartışmanın yazdığı mektubunun metnidir.
Hindistanlı Doktor şöyle dedi: “Eğer Erik (korunmak için) tamamen yapraklarla kaplı olsaydı daha iyi değil miydi?”
İmam Cafer-i Sadık şöyle dedi:
“Allah en iyi takdir edendir. Eğer dediğin gibi olsaydı, rüzgâr ona yeteri kadar ulaşamaz havasız kalırdı, eğer bu halde güneş ona vursaydı onu sıcağın fazlalığından çürütürdü. Ama bir defa güneş, bir defa rüzgâr bir defa da soğuk ona vurmaktadır. Böylelikle Allah, onu latif kuvvetiyle ve işlerinin sonunda açık hikmet olan takdiriyle takdir etti.”
Hindistanlı Doktor şöyle dedi: “Bu tasvir benim için yeterlidir. Şimdi ise gördüğünü iddia ettiğin tedbiri bana açıkla.”
İmam Cafer-i Sadık şöyle dedi:
“Acaba bu eriği olgunlaşmadan önce, çekirdeği, eti, kabuğu, rengi, tadı veya yoğunluğu olmayan, su halinde bir tohum olarak gördün mü?”
Kitabın içinden....