Jean de la Hire, Fransa'nın en çok sevilen serüven yazarlarından biriydi. Yazdığı serüven romanları pek çok dergide, gazetede tefrika edilmişti. Ama en sevilen yapıtı İki Çocuğun Devriâlemî olmuştu. Dünyanın pek çok ülkesinde Fransa'nın en sevilen serüven yazarlarından biri olan Jean de la Hire'in yarattığı bu on ciltlik büyük serüvenin üç kahramanını artık tanıyorsunuz. Biri on beş yaşındaki Jano, biri ön üç yaşındaki Yanik, bir de sevgili köpekleri Sultan. Çocuklar, motosikletleriyle çıktıkları dünya turuna Afrika kıtasından başlamışlardı. Güney Afrika'da başlarına gelmedik belâ kalmamıştı. Bir boks yarışmasında Jano, kendi kilosundaki bir boksörü perişan etmiş, kazandıkları para yüzünden de, bir çetenin hedefi olmuşlardı. Bin türlü belâyı atlatıp çetenin elinden kurtulduktan sonra, dünya ağır siklet boks şampiyonu dev gibi bir zenci boksörle dost olmuşlar, bir avcıyı daha yanlarına alıp Güney Afrika'nın görmedikleri bölgelerinde avlanmaya çıkmışlardı. Hiçbir şey avlayamadan geçen sıkıntılı günlerden kurtulunca artık bu kıtadan ayrılmanın yollarını aramışlardı. Oldukça paraları vardı. Bir gemiye kapağı atmayı başardılar. Bu dördüncü kitapta, gemiyle yola çıktıkları yeni bir serüvende, yine gemide çıkan bir isyan yaşayacaklar, yine bir ıssız adaya düşecekler, yine binbir belâyı atlatmaya çalışacaklar. İki Çocuğun Devriâlemi, böyle sürüp gidiyor.
Jean de la Hire, Fransa'nın en çok sevilen serüven yazarlarından biriydi. Yazdığı serüven romanları pek çok dergide, gazetede tefrika edilmişti. Ama en sevilen yapıtı İki Çocuğun Devriâlemî olmuştu. Dünyanın pek çok ülkesinde Fransa'nın en sevilen serüven yazarlarından biri olan Jean de la Hire'in yarattığı bu on ciltlik büyük serüvenin üç kahramanını artık tanıyorsunuz. Biri on beş yaşındaki Jano, biri ön üç yaşındaki Yanik, bir de sevgili köpekleri Sultan. Çocuklar, motosikletleriyle çıktıkları dünya turuna Afrika kıtasından başlamışlardı. Güney Afrika'da başlarına gelmedik belâ kalmamıştı. Bir boks yarışmasında Jano, kendi kilosundaki bir boksörü perişan etmiş, kazandıkları para yüzünden de, bir çetenin hedefi olmuşlardı. Bin türlü belâyı atlatıp çetenin elinden kurtulduktan sonra, dünya ağır siklet boks şampiyonu dev gibi bir zenci boksörle dost olmuşlar, bir avcıyı daha yanlarına alıp Güney Afrika'nın görmedikleri bölgelerinde avlanmaya çıkmışlardı. Hiçbir şey avlayamadan geçen sıkıntılı günlerden kurtulunca artık bu kıtadan ayrılmanın yollarını aramışlardı. Oldukça paraları vardı. Bir gemiye kapağı atmayı başardılar. Bu dördüncü kitapta, gemiyle yola çıktıkları yeni bir serüvende, yine gemide çıkan bir isyan yaşayacaklar, yine bir ıssız adaya düşecekler, yine binbir belâyı atlatmaya çalışacaklar. İki Çocuğun Devriâlemi, böyle sürüp gidiyor.