1991'den beri Fransız Akademisi üyesi ve daimi sekreteri olan Hélène Carrère d'Encausse'un Rusya'yı tanıtan ve yayınevimiz tarafından yayınlanmış olan "Tamamlanmamış Rusya" adlı eserinin bir nevi devamı olan bu eserde, 1991'den sonra Rusya'yı derinden etkileyen olaylar ele alınmaktadır. Türkiye'nin dış politikasını ve zaman zaman da iç politikasını etkilemiş olan kuzey komşumuzu tam anlamıyla tanımak Türk aydınlarının görevi olmalıdır. Kendi arzusuyla Sovyet İmparatorluğu'nun ve komünist sistemi yıkan Boris Yeltsin modernleşmenin bedelini ödediğini sanıyor ve Avrupa'nın kollarını açarak onu kabul etmesini umuyordu. Yirmi yıl sonra bu hayâlden geriye ne kalmıştır?
Yazar burada yanlış anlamaları, kuvvet denemelerini, Putin'in dış gücünü ve içteki gururunu iade ettiği Rus iktidarı ile Batılılar arasındaki kaçırılmış fırsatları göstermektedir. Eserin en büyük özgünlüğü bize yalnızca "iki dünya arasındaki" Rusya'yı değil "Rusya tarafından görülen dünyayı" da tanıtmış olmasıdır.
Rusya'nın karşılaştığı, düşen nüfus, gemi azıya almış yolsuzluk, terör… gibi muazzam meseleler onun dıştaki gücünü de tehlikeye atmaktadır. Ama aynı zamanda her yerde, kendisini "büyük enerji oyunundan" dışlamak ve "çıkarlar bölgesi" dışına sürmek için yanıp tutuşan Amerikan gücü ile karşılaşmaktadır.
Tarihten gelen tecrübelerimizle bugünkü Rusya'nın yayılmacı ve emperyal politikalarından çekinmek gerekir mi? Rus stratejisinin bugün altında yatan görüş nedir? Rusya demokrat ve Avrupalı bir ülke midir, Asyalı olmaya mı meyletmektedir? Yoksa iki dünya arasında köprü müdür?
Bütün bu soruların cevaplarını elinizde tuttuğunuz bu eserde bulacaksınız.
1991'den beri Fransız Akademisi üyesi ve daimi sekreteri olan Hélène Carrère d'Encausse'un Rusya'yı tanıtan ve yayınevimiz tarafından yayınlanmış olan "Tamamlanmamış Rusya" adlı eserinin bir nevi devamı olan bu eserde, 1991'den sonra Rusya'yı derinden etkileyen olaylar ele alınmaktadır. Türkiye'nin dış politikasını ve zaman zaman da iç politikasını etkilemiş olan kuzey komşumuzu tam anlamıyla tanımak Türk aydınlarının görevi olmalıdır. Kendi arzusuyla Sovyet İmparatorluğu'nun ve komünist sistemi yıkan Boris Yeltsin modernleşmenin bedelini ödediğini sanıyor ve Avrupa'nın kollarını açarak onu kabul etmesini umuyordu. Yirmi yıl sonra bu hayâlden geriye ne kalmıştır?
Yazar burada yanlış anlamaları, kuvvet denemelerini, Putin'in dış gücünü ve içteki gururunu iade ettiği Rus iktidarı ile Batılılar arasındaki kaçırılmış fırsatları göstermektedir. Eserin en büyük özgünlüğü bize yalnızca "iki dünya arasındaki" Rusya'yı değil "Rusya tarafından görülen dünyayı" da tanıtmış olmasıdır.
Rusya'nın karşılaştığı, düşen nüfus, gemi azıya almış yolsuzluk, terör… gibi muazzam meseleler onun dıştaki gücünü de tehlikeye atmaktadır. Ama aynı zamanda her yerde, kendisini "büyük enerji oyunundan" dışlamak ve "çıkarlar bölgesi" dışına sürmek için yanıp tutuşan Amerikan gücü ile karşılaşmaktadır.
Tarihten gelen tecrübelerimizle bugünkü Rusya'nın yayılmacı ve emperyal politikalarından çekinmek gerekir mi? Rus stratejisinin bugün altında yatan görüş nedir? Rusya demokrat ve Avrupalı bir ülke midir, Asyalı olmaya mı meyletmektedir? Yoksa iki dünya arasında köprü müdür?
Bütün bu soruların cevaplarını elinizde tuttuğunuz bu eserde bulacaksınız.