İki Durak Bir Çıkmaz Memleket Havaları - 1

Stok Kodu:
9786056777271
Boyut:
13.50x21.50
Sayfa Sayısı:
222
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2018-12
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
%15 indirimli
40,00
34,00
9786056777271
381527
İki Durak Bir Çıkmaz
İki Durak Bir Çıkmaz Memleket Havaları - 1
34.00

Gökte minnacık kalana dek yükseldi bir kuş. Yükseldi, yükseldi semada bir boncuk kadar gözüktü, gözden yitti gitti. Dağları, ovaları, dereleri, ırmakları aştı, bulutları yardı. Şehirleri, kasabaları rüzgâr hızıyla geçti. Uçtu, uçtu tâ ki Urartu semalarına dek uçtu. Dağların koynunda sere serpe yatan türkuaz mavisi bir suyun üzerinden süzüldü. Sonra Artos Dağı'nın zirvesinde bir şahin gibi gözüktü. Erek Dağı sağında heybetiyle, Süphan Dağı solunda haşmetiyle yer aldı. Engil Çayı, elinde testi ile kıvrıla kıvrıla çeşmeye varan bir nazlı gelin gibi göle (Aman dikkat! Buranın yerlileri “göl” demez, “deniz” derler) akıyordu. Çiçekli beldesi yeşille mavinin cümbüşünde Büyük Şef'in doğa mûsikîsinde; gölün kıyıları ise bir resim tablosu gibi kusursuzdu. Kadembas'tan, Edremit üzerinden doğanın o eşsiz manzarasını seyrettiğimde, sanki tarih sahnesinden bir yaprak koptu da gelip aklıma düştü. Kuşkusuz Kral Menua'nın kızı Semiramis, Artemit Kalesi'nde yerini almış, gölü ve gün batımını seyretmekteydi. Pulat kanatlı kuş, gölden bûse alırcasına, alçaldı da alçaldı, gelip yere kondu. İlkin kanatlarını indirdi, nefesini dindirdi, karnından bir kapı açıldı, içinden iki yüz insan çıktı. Şaşırdınız mı? Burası...

Gökte minnacık kalana dek yükseldi bir kuş. Yükseldi, yükseldi semada bir boncuk kadar gözüktü, gözden yitti gitti. Dağları, ovaları, dereleri, ırmakları aştı, bulutları yardı. Şehirleri, kasabaları rüzgâr hızıyla geçti. Uçtu, uçtu tâ ki Urartu semalarına dek uçtu. Dağların koynunda sere serpe yatan türkuaz mavisi bir suyun üzerinden süzüldü. Sonra Artos Dağı'nın zirvesinde bir şahin gibi gözüktü. Erek Dağı sağında heybetiyle, Süphan Dağı solunda haşmetiyle yer aldı. Engil Çayı, elinde testi ile kıvrıla kıvrıla çeşmeye varan bir nazlı gelin gibi göle (Aman dikkat! Buranın yerlileri “göl” demez, “deniz” derler) akıyordu. Çiçekli beldesi yeşille mavinin cümbüşünde Büyük Şef'in doğa mûsikîsinde; gölün kıyıları ise bir resim tablosu gibi kusursuzdu. Kadembas'tan, Edremit üzerinden doğanın o eşsiz manzarasını seyrettiğimde, sanki tarih sahnesinden bir yaprak koptu da gelip aklıma düştü. Kuşkusuz Kral Menua'nın kızı Semiramis, Artemit Kalesi'nde yerini almış, gölü ve gün batımını seyretmekteydi. Pulat kanatlı kuş, gölden bûse alırcasına, alçaldı da alçaldı, gelip yere kondu. İlkin kanatlarını indirdi, nefesini dindirdi, karnından bir kapı açıldı, içinden iki yüz insan çıktı. Şaşırdınız mı? Burası...

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat