"Fikir denen şeyin, ne kadar tehlikeli olduğunu; tıpkı bazı bilim kurgu filmlerinde görüldüğü gibi, bizden çok daha gelişkin bir mikroorganizma, bir çip olarak -her neyse artık- beynimize yerleştiğinde bizi tamamıyla kontrolü altına aldığını; gerçekte yapmak istediğimiz şeyleri neredeyse bütünüyle engellediğini ve bizi köleleştirdiğini; meğerse bazı fikirlerin bize saplandığını, bazı fikirlere ise bizim saplandığımızı; ilkinin, yani nispeten küçük olanının, bize saplandığı yerden sökülüp atılabileceğini, ikincisinin, yani her şeyimizi içine alabilecek kadar büyük olanının bizi bulunduğumuz yerden söküp atabileceğini, bu defa ilkinden farklı olarak saplanan ve sökülüp atılması gereken şeyin bir fikir değil, biz olduğunu ve her hâlükarda neredeyse bütün fikirlerin birer saplantı olduğunu; işte şimdi, yeni yeni anlıyorum sevgili mazbut okuyucum."
"Fikir denen şeyin, ne kadar tehlikeli olduğunu; tıpkı bazı bilim kurgu filmlerinde görüldüğü gibi, bizden çok daha gelişkin bir mikroorganizma, bir çip olarak -her neyse artık- beynimize yerleştiğinde bizi tamamıyla kontrolü altına aldığını; gerçekte yapmak istediğimiz şeyleri neredeyse bütünüyle engellediğini ve bizi köleleştirdiğini; meğerse bazı fikirlerin bize saplandığını, bazı fikirlere ise bizim saplandığımızı; ilkinin, yani nispeten küçük olanının, bize saplandığı yerden sökülüp atılabileceğini, ikincisinin, yani her şeyimizi içine alabilecek kadar büyük olanının bizi bulunduğumuz yerden söküp atabileceğini, bu defa ilkinden farklı olarak saplanan ve sökülüp atılması gereken şeyin bir fikir değil, biz olduğunu ve her hâlükarda neredeyse bütün fikirlerin birer saplantı olduğunu; işte şimdi, yeni yeni anlıyorum sevgili mazbut okuyucum."