Daha ilk çağlarda, özellikle Aristoteles felsefesinde önemli bir yer işgal eden nedensellik problemi İslâm dünyasında
filozoflarla kelâmcıları karşı karşıya getirmiş ve Gazâlî'nin tartıştığı önemli meselelerden biri olarak ortaya çıkmıştır. Düşünce tarihinin ilk dönemlerinden itibaren evrendeki
düzenin değişmez bir yasalılığa tabi olduğu düşüncesi büyük ölçüde kabul görüyordu. Ancak teistik dinlerin tanrı tasavvuru onlar için söz konusu olmadığından, Tanrı-âlem ilişkisi söz konusu olduğunda onların bu anlayışı bir sorun yaratmamaktaydı.
Bu düşünce Peripatetik felsefe ve Yeni Platoncular üzerinden Orta Çağa taşınınca bazı felsefî ve teolojik tartışmaların çıkması
kaçınılmazdı ve nitekim öyle de oldu.
Daha ilk çağlarda, özellikle Aristoteles felsefesinde önemli bir yer işgal eden nedensellik problemi İslâm dünyasında
filozoflarla kelâmcıları karşı karşıya getirmiş ve Gazâlî'nin tartıştığı önemli meselelerden biri olarak ortaya çıkmıştır. Düşünce tarihinin ilk dönemlerinden itibaren evrendeki
düzenin değişmez bir yasalılığa tabi olduğu düşüncesi büyük ölçüde kabul görüyordu. Ancak teistik dinlerin tanrı tasavvuru onlar için söz konusu olmadığından, Tanrı-âlem ilişkisi söz konusu olduğunda onların bu anlayışı bir sorun yaratmamaktaydı.
Bu düşünce Peripatetik felsefe ve Yeni Platoncular üzerinden Orta Çağa taşınınca bazı felsefî ve teolojik tartışmaların çıkması
kaçınılmazdı ve nitekim öyle de oldu.