Yaşamın kaynağı zıtlıklar arasındaki uyum, devinim ve denge olunca, insana ne zavallı bir kul, ne dünyayı kasıp kavuran zalim bir efendi olmak yakışır. İnsana yakışan şiirdir, insana insanı arattıran ve bulduran da...
Bir gün geride yaşam kalmaz, ama yaşamdan geriye şiir kalır. Şiirde ayakta kalan ise; onun imge ve sözcükleri değil, ona sorduğun bir soruya verdiği yanıttır. Ya da onun sana sorarak yanıtlamanı beklediği soru.
Şairler, cam kırıklarını gözlerinde taşırken yıldızların sütünü sağar. Kimi kırk odalı yüreklere, kimi demir perdeli ülkelere benzer. Şairler evlerine suçlu döner. Belki gerçekten bir şey aramaya çıkmışlardır yollara, belki bir kaçıştır onları şiire sürükleyen. Hep dikenin saplandığı anda yaşarlar ve onların da yürekleri bazen akortsuz ağlar.
Başlamadan bitirdiğim şiirlerimin satır aralarını yazmak zorunda hissettiğim an, eylemlerimin süreceğinin de farkına vardığım andır. O günden bu yana yollardayım.
Yaşamın kaynağı zıtlıklar arasındaki uyum, devinim ve denge olunca, insana ne zavallı bir kul, ne dünyayı kasıp kavuran zalim bir efendi olmak yakışır. İnsana yakışan şiirdir, insana insanı arattıran ve bulduran da...
Bir gün geride yaşam kalmaz, ama yaşamdan geriye şiir kalır. Şiirde ayakta kalan ise; onun imge ve sözcükleri değil, ona sorduğun bir soruya verdiği yanıttır. Ya da onun sana sorarak yanıtlamanı beklediği soru.
Şairler, cam kırıklarını gözlerinde taşırken yıldızların sütünü sağar. Kimi kırk odalı yüreklere, kimi demir perdeli ülkelere benzer. Şairler evlerine suçlu döner. Belki gerçekten bir şey aramaya çıkmışlardır yollara, belki bir kaçıştır onları şiire sürükleyen. Hep dikenin saplandığı anda yaşarlar ve onların da yürekleri bazen akortsuz ağlar.
Başlamadan bitirdiğim şiirlerimin satır aralarını yazmak zorunda hissettiğim an, eylemlerimin süreceğinin de farkına vardığım andır. O günden bu yana yollardayım.