İkinci Dünya Savaşı, 1 Eylül 1939 yılında Almanya'nın Polonya'yı işgal etmesiyle başlayan ve 1945 yılı sonlarına kadar devam eden bir savaştır. Türkiye savaşın başladığı günden itibaren kendini bu savaşın dışında tutmayı başarmıştır. Özellikle başkent ilan edildikten sonra Türkiye'nin en pahalı şehri konumuna gelen Ankara'da halkın günlük yaşamı savaşla birlikte değişmeye başlamıştır. Savaşın başlaması ilk olarak gıda fiyatlarına yansımış ve fiyatlar hızla artmıştır. Gıda fiyatlarında görülen zamlar daha sonra giyecek, eşya, mesken ve yakacak fiyatlarında da kendini göstermiştir. Bu zamların memur maaşlarına yansıtılamaması, özellikle %80'ini memurların oluşturduğu Ankara halkının günden güne fakirleşmesine neden olmuştur. Bir taraftan yiyeceğini zor temin eden halk, diğer taraftan üzerine giyecek kıyafeti de bulamamıştır. İkinci Dünya Savaşı'nıın başlamasıyla beraber had safhaya ulaşan mesken sorunu, gazetelerdeki kiralık ev ilanları yerini kiralık oda ilanlarına bırakmıştır. Bütçelerine uygun kiralık ev bulamayan memurlar, kiralık oda bile tutamamışlardır. Ankara'da bulunan orta sınıf oteller Ankara'nın memur halkına hizmet etmiştir. İkinci Dünya Savaşı beraberinde eğitim ve Sağlık problemlerini de getirmiştir. Yeterli sayıda okul yaptırılamadığı gibi öğrenci ve öğretmen açığı da artmıştır. Erkek öğretmenlerin askere alınması, yeni atamaların yapılamaması, ek masraftan kurtulmak veya çalıştırılmak amacıyla çocukların okullardan alınması bu açıkların doğmasının başlıca nedenleri olmuştur. Salgın hastalıkların arttığı İkinci Dünya Savaşı yıllarında, sağlık problemleri yaşamamak için gerek Ankara Belediyesi ve Ankara Valiliği, gerekse halk önlemlerini baştan alma yoluna gitmişlerdir. Alınan bu önlemlerle, salgın hastalıklara yakalanarak ölenlerin sayısının diğer illere oranla fazla olması engellenmiştir.
İkinci Dünya Savaşı, 1 Eylül 1939 yılında Almanya'nın Polonya'yı işgal etmesiyle başlayan ve 1945 yılı sonlarına kadar devam eden bir savaştır. Türkiye savaşın başladığı günden itibaren kendini bu savaşın dışında tutmayı başarmıştır. Özellikle başkent ilan edildikten sonra Türkiye'nin en pahalı şehri konumuna gelen Ankara'da halkın günlük yaşamı savaşla birlikte değişmeye başlamıştır. Savaşın başlaması ilk olarak gıda fiyatlarına yansımış ve fiyatlar hızla artmıştır. Gıda fiyatlarında görülen zamlar daha sonra giyecek, eşya, mesken ve yakacak fiyatlarında da kendini göstermiştir. Bu zamların memur maaşlarına yansıtılamaması, özellikle %80'ini memurların oluşturduğu Ankara halkının günden güne fakirleşmesine neden olmuştur. Bir taraftan yiyeceğini zor temin eden halk, diğer taraftan üzerine giyecek kıyafeti de bulamamıştır. İkinci Dünya Savaşı'nıın başlamasıyla beraber had safhaya ulaşan mesken sorunu, gazetelerdeki kiralık ev ilanları yerini kiralık oda ilanlarına bırakmıştır. Bütçelerine uygun kiralık ev bulamayan memurlar, kiralık oda bile tutamamışlardır. Ankara'da bulunan orta sınıf oteller Ankara'nın memur halkına hizmet etmiştir. İkinci Dünya Savaşı beraberinde eğitim ve Sağlık problemlerini de getirmiştir. Yeterli sayıda okul yaptırılamadığı gibi öğrenci ve öğretmen açığı da artmıştır. Erkek öğretmenlerin askere alınması, yeni atamaların yapılamaması, ek masraftan kurtulmak veya çalıştırılmak amacıyla çocukların okullardan alınması bu açıkların doğmasının başlıca nedenleri olmuştur. Salgın hastalıkların arttığı İkinci Dünya Savaşı yıllarında, sağlık problemleri yaşamamak için gerek Ankara Belediyesi ve Ankara Valiliği, gerekse halk önlemlerini baştan alma yoluna gitmişlerdir. Alınan bu önlemlerle, salgın hastalıklara yakalanarak ölenlerin sayısının diğer illere oranla fazla olması engellenmiştir.