Allah (c.c.) sizinle konuşsaydı, inanmazdınız. Bu yüzden size harfler, ötreler ve alfabeler verdi. Böylece yazıldınız. Oku... İrfan, karısı Fazilet'in aylar önce getirip masasına koyduğu kenarları kıvrılmış defterlerin içindeki acayip şekillerin, düzensiz çizgilerin, biçimsiz sembollerin ve acemi karalamaların uzun bir günlüğe ait olduğunu çözmüş ve günlükte yazanlardan bir öykü oluşturmayı başarmıştı. Fakat ne kadar uğraşmış olsa da satırlardaki gizemli boşluklar birer nazlı tılsım gibi sayfalarda kalmış ve ne yaparsa yapsın, hala kelimeleri yerli yerine koyamamıştı.
Hâlbuki çocuk bunları nasıl yazdıysa, genç şifrebilimci de öyle okumalıydı. Hatta O'nun gibi susmalı ve kelimeleri susarak aramalıydı. Çünkü marifetli sözcükler sadece sessizlikte belirirler. Susup ‘söze' kulak verirse boşluklar dolacak; görmüyordu... Çünkü Allah iyidir ama Şeytan bunu diliyle yapar; bilmiyordu...
Allah (c.c.) sizinle konuşsaydı, inanmazdınız. Bu yüzden size harfler, ötreler ve alfabeler verdi. Böylece yazıldınız. Oku... İrfan, karısı Fazilet'in aylar önce getirip masasına koyduğu kenarları kıvrılmış defterlerin içindeki acayip şekillerin, düzensiz çizgilerin, biçimsiz sembollerin ve acemi karalamaların uzun bir günlüğe ait olduğunu çözmüş ve günlükte yazanlardan bir öykü oluşturmayı başarmıştı. Fakat ne kadar uğraşmış olsa da satırlardaki gizemli boşluklar birer nazlı tılsım gibi sayfalarda kalmış ve ne yaparsa yapsın, hala kelimeleri yerli yerine koyamamıştı.
Hâlbuki çocuk bunları nasıl yazdıysa, genç şifrebilimci de öyle okumalıydı. Hatta O'nun gibi susmalı ve kelimeleri susarak aramalıydı. Çünkü marifetli sözcükler sadece sessizlikte belirirler. Susup ‘söze' kulak verirse boşluklar dolacak; görmüyordu... Çünkü Allah iyidir ama Şeytan bunu diliyle yapar; bilmiyordu...