İletişim Gücü adlı bu eserde Manuel Castells, iktidar ile iletişimin çift yönlü ilişkisini inceleyerek hem iletişimin iktidar yaratmaktaki hem de iktidarların iletişimi biçimlendirmekteki rollerini gözler önüne seriyor. Toplumsal ve siyasal iktidarları belirleyen unsurlar ile çağımızın kitle iletişim süreçlerini belirleyen unsurlarını irdeleyen yazar, medya takipçilerinin tüm bu unsurlar ile süregiden ilişkilerini temel sorun olarak ele alıyor. Castells'e göre internet ve kablosuz teknolojilerin gelişmesi ile dikey bir doğrultudan kurtulan iletişim yataylaşıyor ve eski cemaat modelinden farklı olarak birlikteliklerin doğmasını sağlıyor. Yeni iletişim modelinde, medya takipçileri artık yalnızca mesaj alıcısı değil, aynı zamanda hem alıcı hem gönderici konumuna taşınmıştır; bu durum, takipçilerin siyasal alandaki konumlanmalarını da değiştirmiştir. Artık iletişim, ağlar ve hareketler oluşturabilir, hatta iktidarlar oluşturabilir ve takipçilerinin algılarının çerçevelenmesini sağlayabilir. Aynı iletişim, politika yapıcılardan bağımsızlaştıkça bir özerklik uzamı olarak bireye kendi alanını da sunabilmektedir. Daha önce Enformasyon Çağı: Ekonomi, Toplum ve Kültür başlıklı üç ciltlik eserini yayınladığımız Castells, bu eseriyle enformasyona dayalı bir toplum teorisini geliştirirken, iletişim kuramı alanında toplumsal hareketler, siyaset, iş dünyası, skandallar ve medya konularını analiz eden çok boyutlu bir anlayış sunuyor. WikiLeaks ve farklı ülkelerdeki benzerlerini anarak, başta ABD'nin Irak'ı işgali, Watergate Skandalı, 2004'teki Madrid tren bombalamaları, Fransa'daki yolsuzluk davası gibi skandalların medyada yansıtılmasını inceleyen yazar, tüm dünyadaki siyasal skandallardan bir seçki ve bunlara bağlı yasal süreçlerin yanı sıra Obama'nın 2008'deki yenilikçi siyasal kampanyasını ve dünya çapında çevre hareketlerini de değerlendirmelerine katarak zengin örneklerle çalışmasını güçlendiriyor.
İletişim Gücü adlı bu eserde Manuel Castells, iktidar ile iletişimin çift yönlü ilişkisini inceleyerek hem iletişimin iktidar yaratmaktaki hem de iktidarların iletişimi biçimlendirmekteki rollerini gözler önüne seriyor. Toplumsal ve siyasal iktidarları belirleyen unsurlar ile çağımızın kitle iletişim süreçlerini belirleyen unsurlarını irdeleyen yazar, medya takipçilerinin tüm bu unsurlar ile süregiden ilişkilerini temel sorun olarak ele alıyor. Castells'e göre internet ve kablosuz teknolojilerin gelişmesi ile dikey bir doğrultudan kurtulan iletişim yataylaşıyor ve eski cemaat modelinden farklı olarak birlikteliklerin doğmasını sağlıyor. Yeni iletişim modelinde, medya takipçileri artık yalnızca mesaj alıcısı değil, aynı zamanda hem alıcı hem gönderici konumuna taşınmıştır; bu durum, takipçilerin siyasal alandaki konumlanmalarını da değiştirmiştir. Artık iletişim, ağlar ve hareketler oluşturabilir, hatta iktidarlar oluşturabilir ve takipçilerinin algılarının çerçevelenmesini sağlayabilir. Aynı iletişim, politika yapıcılardan bağımsızlaştıkça bir özerklik uzamı olarak bireye kendi alanını da sunabilmektedir. Daha önce Enformasyon Çağı: Ekonomi, Toplum ve Kültür başlıklı üç ciltlik eserini yayınladığımız Castells, bu eseriyle enformasyona dayalı bir toplum teorisini geliştirirken, iletişim kuramı alanında toplumsal hareketler, siyaset, iş dünyası, skandallar ve medya konularını analiz eden çok boyutlu bir anlayış sunuyor. WikiLeaks ve farklı ülkelerdeki benzerlerini anarak, başta ABD'nin Irak'ı işgali, Watergate Skandalı, 2004'teki Madrid tren bombalamaları, Fransa'daki yolsuzluk davası gibi skandalların medyada yansıtılmasını inceleyen yazar, tüm dünyadaki siyasal skandallardan bir seçki ve bunlara bağlı yasal süreçlerin yanı sıra Obama'nın 2008'deki yenilikçi siyasal kampanyasını ve dünya çapında çevre hareketlerini de değerlendirmelerine katarak zengin örneklerle çalışmasını güçlendiriyor.