İlk Dördünde Güneşin yazarın beşinci kitabıdır. İsmail Alkın genç yaşta aramızdan ayrıldıktan sonra kaleme aldığı hikâyeler ve şiirler annesi tarafından toplanarak kitap haline dönüştürülmüştür. Yazar bu kitabında ise hayatın dengesini şaşıran hayatların ipinde yürüyor. Birçok farklı hikâyesi olan kitabın içerisinde yer alan şiirler, yazarın kalemini en net şekilde izaha uğraşan dizeleridir denilebilir. Kitabın arka kapağında yer alan şiirde ise merhum şair Küçük İskender'e de bir atıf bulunmakta.
Sevgili Dostlar,
Küçük İskender beni sever mi?
Hiç hayranı değildim.
Hele meraklısı hiç değildim.
Arkadaşım Hüseyin bahsederdi bana.
Hatta ben, Küçük İskender'le
tanış kılan da Hüseyin idi.
Hüsnü Aşk'taki Süha gibi davrandı Hüseyin.
Beni Küçük İskender'le bir araya getirdi.
İki yıl boyunca aldığım kitaplarını
okumadan bekledim.
Sadece kitap kapaklarındaki izlerle
bir dünya kurdum Küçük İskender.
Sonra “Cangüncem”i okudum ilk olarak.
Hüseyin ile Küçük İskender'i konuşurduk.
“Ne anlatıyor?” demişti okuduğumu söylediğimde.
“Bilmem!” demiştim.
“Sanırım hiçbir şeyi anlatıyor.
Yani beni” demiştim galiba.
Utanmasam ağlardım şimdi.
K. İskender'e aşık mı olmaya başladım.
Yoksa daha o zamanlardan mı
başladıydım bu ihanete.
Söylesem. İtiraf edebilsem
Küçük İskender hiç tepki vermez belki.
Beni neden önemsesin ki?
Ne olsa o Küçük İskenderdir.
İlk Dördünde Güneşin yazarın beşinci kitabıdır. İsmail Alkın genç yaşta aramızdan ayrıldıktan sonra kaleme aldığı hikâyeler ve şiirler annesi tarafından toplanarak kitap haline dönüştürülmüştür. Yazar bu kitabında ise hayatın dengesini şaşıran hayatların ipinde yürüyor. Birçok farklı hikâyesi olan kitabın içerisinde yer alan şiirler, yazarın kalemini en net şekilde izaha uğraşan dizeleridir denilebilir. Kitabın arka kapağında yer alan şiirde ise merhum şair Küçük İskender'e de bir atıf bulunmakta.
Sevgili Dostlar,
Küçük İskender beni sever mi?
Hiç hayranı değildim.
Hele meraklısı hiç değildim.
Arkadaşım Hüseyin bahsederdi bana.
Hatta ben, Küçük İskender'le
tanış kılan da Hüseyin idi.
Hüsnü Aşk'taki Süha gibi davrandı Hüseyin.
Beni Küçük İskender'le bir araya getirdi.
İki yıl boyunca aldığım kitaplarını
okumadan bekledim.
Sadece kitap kapaklarındaki izlerle
bir dünya kurdum Küçük İskender.
Sonra “Cangüncem”i okudum ilk olarak.
Hüseyin ile Küçük İskender'i konuşurduk.
“Ne anlatıyor?” demişti okuduğumu söylediğimde.
“Bilmem!” demiştim.
“Sanırım hiçbir şeyi anlatıyor.
Yani beni” demiştim galiba.
Utanmasam ağlardım şimdi.
K. İskender'e aşık mı olmaya başladım.
Yoksa daha o zamanlardan mı
başladıydım bu ihanete.
Söylesem. İtiraf edebilsem
Küçük İskender hiç tepki vermez belki.
Beni neden önemsesin ki?
Ne olsa o Küçük İskenderdir.