Genç bir kadınla bir erkek ilk defa birlikte olup geceyi beraber geçirirler. Sevişirler, yemek yerler, uyurlar, birbirlerine sevgi gösterirler. Ve konuşurlar. Özellikle de genç kadın, Irene konuşur.
Hayatındaki, daha çok dramların yer aldığı sıra dışı olayları hafif bir alayla ve karşı konulmaz tavırlarıyla sevgilisine anlatır.
Karanlık ve kanlı bir anlaşmayla başlayan hikaye, genç kadının kendini içinde bulduğu sapık bir aşk üçgeniyle sonlanır: Belirsizliklerle dolu bir eş, kıskanç bir sevgili, gizemli ve aşık bir takipçi.
Gerilim, eskiye dayanan hesapların kapanacağı beklenmedik bir sonla giderek artar. Geçmiş kapanmak üzeredir ancak hala keşfedilecek bir gelecek vardır…
“İlk Gün İlk Gece duyguların en uç yönlerini; karanlık, takıntılı ve hatta bazen cömert bile olabilen bir cinselliğin itiraf edilemez etkilerini büyük bir ustalıkla ele alıyor. Sonuç, belki de Montanari'nin en büyük eseri. O kadar güçlü ve hoş bir anlatım var ki insan kendini hikayeden koparıp kitabı elinden bırakamıyor.”
Genç bir kadınla bir erkek ilk defa birlikte olup geceyi beraber geçirirler. Sevişirler, yemek yerler, uyurlar, birbirlerine sevgi gösterirler. Ve konuşurlar. Özellikle de genç kadın, Irene konuşur.
Hayatındaki, daha çok dramların yer aldığı sıra dışı olayları hafif bir alayla ve karşı konulmaz tavırlarıyla sevgilisine anlatır.
Karanlık ve kanlı bir anlaşmayla başlayan hikaye, genç kadının kendini içinde bulduğu sapık bir aşk üçgeniyle sonlanır: Belirsizliklerle dolu bir eş, kıskanç bir sevgili, gizemli ve aşık bir takipçi.
Gerilim, eskiye dayanan hesapların kapanacağı beklenmedik bir sonla giderek artar. Geçmiş kapanmak üzeredir ancak hala keşfedilecek bir gelecek vardır…
“İlk Gün İlk Gece duyguların en uç yönlerini; karanlık, takıntılı ve hatta bazen cömert bile olabilen bir cinselliğin itiraf edilemez etkilerini büyük bir ustalıkla ele alıyor. Sonuç, belki de Montanari'nin en büyük eseri. O kadar güçlü ve hoş bir anlatım var ki insan kendini hikayeden koparıp kitabı elinden bırakamıyor.”