45 saniyede harabeye dönen bir ülke.
Enkazın altında yaşam savaşı veren genç bir kız.
17 Ağustos, 1999 Eskişehirde güzel bir yaz günü. Genç bir voleybolcu olan Meral Şurabatır o akşam sekiz katlı binanın dördüncü katındaki evine girdiğinde, ertesi gün nasıl bir dünyaya gözlerini açacağını en korkunç kâbuslarında bile göremezdi. O gece çatırdayan şey sadece yer kabuğu olmayacaktı. Kısa bir süre içerisinde on binlerce beden, milyonlarca ruh paramparça olacaktı.
Bazıları ise o gece hayatın ne kadar kıymetli olduğunu en acı şekilde öğreneceklerdi. Meral Şurabatır enkazda geçen yirmi saat içerisinde hayatındaki en değerli şeylere veda edecek ve sonunda yıldızları gördüğünde yeni bir dünyaya, yepyeni bir insan olarak gözlerini açacaktı.
45 saniyede harabeye dönen bir ülke.
Enkazın altında yaşam savaşı veren genç bir kız.
17 Ağustos, 1999 Eskişehirde güzel bir yaz günü. Genç bir voleybolcu olan Meral Şurabatır o akşam sekiz katlı binanın dördüncü katındaki evine girdiğinde, ertesi gün nasıl bir dünyaya gözlerini açacağını en korkunç kâbuslarında bile göremezdi. O gece çatırdayan şey sadece yer kabuğu olmayacaktı. Kısa bir süre içerisinde on binlerce beden, milyonlarca ruh paramparça olacaktı.
Bazıları ise o gece hayatın ne kadar kıymetli olduğunu en acı şekilde öğreneceklerdi. Meral Şurabatır enkazda geçen yirmi saat içerisinde hayatındaki en değerli şeylere veda edecek ve sonunda yıldızları gördüğünde yeni bir dünyaya, yepyeni bir insan olarak gözlerini açacaktı.