"Sfenk'i öldüren şey, sorduğu bilmeceye Oidipus'un verdiği doğru cevaptı. Sanat yorumlarının da gelip dayandığı böyle bir tehlike anı var: Yapıta bazı sorular yöneltiriz, ama bulduğumuz cevabın başlangıçtaki soruyu silmesi de mümkündür. Bir bilmecedir yapıt, bilinmeyen ve bilinmek isteyen şey. Yorumcu, yapıtı yorumlarken (icra ederken) saydamlaştırır da onu. Yapıtın bilinme isteğine uyuyor, onun gereklerini yerine getiriyordur; ama bu saydamlaşma, yapıtın sorusunun (bir soru olan yapıtın) kaçırılmasına da yol açabilecektir. Adorno, dönüp arkasına baktığında hiçbir şey göremeyen kişinin durumuna benzetmişti bunun: Birinin gözlerini sırtımızda hissetmişizdir, başımızı çevirip bakarız ama kimse yoktur, önümüze döndüğümüzde aynı duygu yine başlar. Mithat Şen'in resimleriyle uğraşmak da böyle bir deney oldu benim için...
- Orhan Koçak
"Sfenk'i öldüren şey, sorduğu bilmeceye Oidipus'un verdiği doğru cevaptı. Sanat yorumlarının da gelip dayandığı böyle bir tehlike anı var: Yapıta bazı sorular yöneltiriz, ama bulduğumuz cevabın başlangıçtaki soruyu silmesi de mümkündür. Bir bilmecedir yapıt, bilinmeyen ve bilinmek isteyen şey. Yorumcu, yapıtı yorumlarken (icra ederken) saydamlaştırır da onu. Yapıtın bilinme isteğine uyuyor, onun gereklerini yerine getiriyordur; ama bu saydamlaşma, yapıtın sorusunun (bir soru olan yapıtın) kaçırılmasına da yol açabilecektir. Adorno, dönüp arkasına baktığında hiçbir şey göremeyen kişinin durumuna benzetmişti bunun: Birinin gözlerini sırtımızda hissetmişizdir, başımızı çevirip bakarız ama kimse yoktur, önümüze döndüğümüzde aynı duygu yine başlar. Mithat Şen'in resimleriyle uğraşmak da böyle bir deney oldu benim için...
- Orhan Koçak