Bu kitapta, insanlığın yüzyıllara rağmen son veremediği ağır insan haklarının sonuçlarından ziyade sebeplerine odaklanılmıştır. Özellikle İnsan hakları ihlallerinin bu denli meşruiyet veya aleniyet kazandığı son iki yüzyılda, uluslararası hukukun giderek yok olmaya yüz tuttuğu iddiası da bu çalışmanın başlıca sorunsalıdır; uluslararası hukukun, imkanı ve imkansızlığı üzerine bizi düşündürmeye ve araştırmaya sevk eden, tarafımızca görüşlerinin 'evrensel bir öngörü' olduğu iddia edilen iki önemli düşünür çalışmamızda karşı karşıyalar: Immanuel Kant ve Carl Schmitt. Kant, "Ebedi Barışa Doğru" eserinde insanlık için kozmopolit hukuk düzeninin neden ve niçin gerekli olduğundan ve uluslararası düzeni garanti edebilecek hukuk kurallarının oluşturulması için devletlerin yükümlülüklerinden bahsetmiştir. Schmitt, "Siyasal Kavramı" eseri ve de "politik-olan" kavramı ile birlikte kitapta yer alıyor. Egemenlik kavramını her şeyin üstünde tutan ayrıca devleti her zaman, her koşulda önceleyen Schmitt, uluslararası hukuku eleştirirken "Politik-olan hukukun belirleyenidir" diyerek 'hukukun araçsallaştırılmasına' da karşı çıkmaktadır. Uluslararası hukukun bugünkü durumu karşısında kitapta varılan sonuç ise; "kozmopolit hukuk" düzeninin imkansızlığıdır. Bu durum ise Kant'ın ideali ile Schmitt'in realizmi arasında kalan bazı toplumların geleceğini belirsizliğe doğru sürüklemektedir.
Bu kitapta, insanlığın yüzyıllara rağmen son veremediği ağır insan haklarının sonuçlarından ziyade sebeplerine odaklanılmıştır. Özellikle İnsan hakları ihlallerinin bu denli meşruiyet veya aleniyet kazandığı son iki yüzyılda, uluslararası hukukun giderek yok olmaya yüz tuttuğu iddiası da bu çalışmanın başlıca sorunsalıdır; uluslararası hukukun, imkanı ve imkansızlığı üzerine bizi düşündürmeye ve araştırmaya sevk eden, tarafımızca görüşlerinin 'evrensel bir öngörü' olduğu iddia edilen iki önemli düşünür çalışmamızda karşı karşıyalar: Immanuel Kant ve Carl Schmitt. Kant, "Ebedi Barışa Doğru" eserinde insanlık için kozmopolit hukuk düzeninin neden ve niçin gerekli olduğundan ve uluslararası düzeni garanti edebilecek hukuk kurallarının oluşturulması için devletlerin yükümlülüklerinden bahsetmiştir. Schmitt, "Siyasal Kavramı" eseri ve de "politik-olan" kavramı ile birlikte kitapta yer alıyor. Egemenlik kavramını her şeyin üstünde tutan ayrıca devleti her zaman, her koşulda önceleyen Schmitt, uluslararası hukuku eleştirirken "Politik-olan hukukun belirleyenidir" diyerek 'hukukun araçsallaştırılmasına' da karşı çıkmaktadır. Uluslararası hukukun bugünkü durumu karşısında kitapta varılan sonuç ise; "kozmopolit hukuk" düzeninin imkansızlığıdır. Bu durum ise Kant'ın ideali ile Schmitt'in realizmi arasında kalan bazı toplumların geleceğini belirsizliğe doğru sürüklemektedir.