İnanç ve İsyan Ozanı Pir Sultan Abdal

Stok Kodu:
9786059828512
Boyut:
13.50x21.00
Sayfa Sayısı:
240
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2013-12
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
%30 indirimli
25,00
17,50
9786059828512
416812
İnanç ve İsyan Ozanı Pir Sultan Abdal
İnanç ve İsyan Ozanı Pir Sultan Abdal
17.50

Türk Halk Edebiyatı'nın ana unsuru Alevi ozanlardır. Bu ozanlar içinde çağımızda öne çıkan ozan ise Pir Sultan Abdal'dır. Pir Sultan'ın bir Osmanlı paşası tarafından asılması, yaşadığı zamanda, Aleviler üzerine devlet politikası olarak uygulanan baskı, bir özdeşlik, bir benzerlik, bir yanlılık ortaya çıkarmıştır. Tasavvufi anlayış, 13., 14. ve 15. yüzyıllarda Anadolu'da çok yaygındı. Ahi Evren, Hacı Bektaş-ı Veli, Yunus Emre ve Şeyh Bedreddin başlı başına ekollerdi diyebiliriz.

16. yüzyıldan itibaren ise durağanlık görülür. Bu yüzyılda ortaya çıktığı düşünülen Pir Sultan'ın şiirlerinin ana temasını da tasavvufi algıdan uzak tutmak mümkün değildir. Pir Sultan'a ait 131 şiir tespit edilebilmektedir. Bu şiirlerin ise sadece dokuzu “din dışı” gösterilmektedir. Bu şiirlerin yanı sıra, Pir Sultan, Pir Sultan Abdal, Sultan Pir Abdal mahlaslarıyla en az yedi Pir Sultan'dan bahsedebiliriz.

Bizim konumuz olan, asılan Banazlı Pir Sultan, bir başka Pir Sultan Abdal'ın adını mı almıştır, yoksa gerçek Pir Sultan Abdal odur ve onunla kendilerini özdeşleştirenler deyişlerini ona mı mal etmişlerdir?

Pir Sultan asıldığı için, Türk geleneğinde görüldüğü üzerine, -zamanımızın ağıtlarında karşımıza çıkar- “ölen kişi”nin ağzından şiirler söylenmiştir. Bu şiirleri, teknik ayırıma tabi tutsak bile bir “dava” peşinde olduğu için Pir Sultan üzerinden topluma yansıtmak mahzurlu görülmemiştir. Aynı mahlasla söylenmiş şiirlerin sayısı 450'yi bulur. Kitabımızda, son araştırmaların ışığında Pir Sultan Abdal'ı bir yere mal etmeden, bir “ozan” olarak ortaya koymaya çalıştık. Yine, çağının meselelerinden uzak olmadığı hususları vurgulamaktan da geri kalmadık. Çünkü bu vurguyla zamanımızla örtüşen tarafları da işaret etmiş olduk.

Türk Halk Edebiyatı'nın ana unsuru Alevi ozanlardır. Bu ozanlar içinde çağımızda öne çıkan ozan ise Pir Sultan Abdal'dır. Pir Sultan'ın bir Osmanlı paşası tarafından asılması, yaşadığı zamanda, Aleviler üzerine devlet politikası olarak uygulanan baskı, bir özdeşlik, bir benzerlik, bir yanlılık ortaya çıkarmıştır. Tasavvufi anlayış, 13., 14. ve 15. yüzyıllarda Anadolu'da çok yaygındı. Ahi Evren, Hacı Bektaş-ı Veli, Yunus Emre ve Şeyh Bedreddin başlı başına ekollerdi diyebiliriz.

16. yüzyıldan itibaren ise durağanlık görülür. Bu yüzyılda ortaya çıktığı düşünülen Pir Sultan'ın şiirlerinin ana temasını da tasavvufi algıdan uzak tutmak mümkün değildir. Pir Sultan'a ait 131 şiir tespit edilebilmektedir. Bu şiirlerin ise sadece dokuzu “din dışı” gösterilmektedir. Bu şiirlerin yanı sıra, Pir Sultan, Pir Sultan Abdal, Sultan Pir Abdal mahlaslarıyla en az yedi Pir Sultan'dan bahsedebiliriz.

Bizim konumuz olan, asılan Banazlı Pir Sultan, bir başka Pir Sultan Abdal'ın adını mı almıştır, yoksa gerçek Pir Sultan Abdal odur ve onunla kendilerini özdeşleştirenler deyişlerini ona mı mal etmişlerdir?

Pir Sultan asıldığı için, Türk geleneğinde görüldüğü üzerine, -zamanımızın ağıtlarında karşımıza çıkar- “ölen kişi”nin ağzından şiirler söylenmiştir. Bu şiirleri, teknik ayırıma tabi tutsak bile bir “dava” peşinde olduğu için Pir Sultan üzerinden topluma yansıtmak mahzurlu görülmemiştir. Aynı mahlasla söylenmiş şiirlerin sayısı 450'yi bulur. Kitabımızda, son araştırmaların ışığında Pir Sultan Abdal'ı bir yere mal etmeden, bir “ozan” olarak ortaya koymaya çalıştık. Yine, çağının meselelerinden uzak olmadığı hususları vurgulamaktan da geri kalmadık. Çünkü bu vurguyla zamanımızla örtüşen tarafları da işaret etmiş olduk.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat