Nuri Pakdil, hakkında kitap yazmak istediğim birkaç isimden biriydi. Bu kitapla bu arzumu gerçekleştirmiş oldum. Umarım Pakdil okurlarına bir katkısı olur.
Bu bir portre kitabıdır.
Portre kitapları ile biyografi kitapları arasındaki en belirgin farkın "belgeleri kullanma farkı" olduğunu sanıyorum. Biyografi kitapları belgeleri kendine birincil dayanak olarak alırlar ve varlıklarını belgelerin içerikleri belirler. Okura belgelerle giderler. Portre kitapları ise kendilerine dayanak kıldıkları belgeleri önemli oranda silikleştirirler. Yazarın bakış açısını öne çıkarırlar. Bu kitapta anlattığım Pakdil de tamamen "benim Pakdil'im"dir. Bir Pakdil imgesi oluşturmaya çalıştım. Eksikleri ve hataları olabilir. Zaten "eksik kalmak" bu tür kitapların kaderidir. İnsan bir tarafıyla
sonsuzluğa kenetlenmiş durumdadır. İnsanı anlatmaya çalışmak eksik kalmayı baştan kabullenmek demektir.
Pakdil, gerçekçi bir yazardır. Muhatabı insandır. İnsanın kadim portresi içindeki manevi neşeyi belirginleştirmek ve onu yaratılış amacına uygun bir konuma yerleştirmek için uğraşmıştır. Bunu yaparken, gerçeği incitmeden, sahteye itibar etmeden, somut ve her an ulaşılabilir olandan yola çıkmıştır. En büyük rehberi "dil"dir. Pakdil'i üç kelime ile tarif
edebiliriz: İnsan, gerçek ve dil.
Nuri Pakdil, hakkında kitap yazmak istediğim birkaç isimden biriydi. Bu kitapla bu arzumu gerçekleştirmiş oldum. Umarım Pakdil okurlarına bir katkısı olur.
Bu bir portre kitabıdır.
Portre kitapları ile biyografi kitapları arasındaki en belirgin farkın "belgeleri kullanma farkı" olduğunu sanıyorum. Biyografi kitapları belgeleri kendine birincil dayanak olarak alırlar ve varlıklarını belgelerin içerikleri belirler. Okura belgelerle giderler. Portre kitapları ise kendilerine dayanak kıldıkları belgeleri önemli oranda silikleştirirler. Yazarın bakış açısını öne çıkarırlar. Bu kitapta anlattığım Pakdil de tamamen "benim Pakdil'im"dir. Bir Pakdil imgesi oluşturmaya çalıştım. Eksikleri ve hataları olabilir. Zaten "eksik kalmak" bu tür kitapların kaderidir. İnsan bir tarafıyla
sonsuzluğa kenetlenmiş durumdadır. İnsanı anlatmaya çalışmak eksik kalmayı baştan kabullenmek demektir.
Pakdil, gerçekçi bir yazardır. Muhatabı insandır. İnsanın kadim portresi içindeki manevi neşeyi belirginleştirmek ve onu yaratılış amacına uygun bir konuma yerleştirmek için uğraşmıştır. Bunu yaparken, gerçeği incitmeden, sahteye itibar etmeden, somut ve her an ulaşılabilir olandan yola çıkmıştır. En büyük rehberi "dil"dir. Pakdil'i üç kelime ile tarif
edebiliriz: İnsan, gerçek ve dil.