Din felsefesi başlıklı kitaplar çoktur; inanmanın felsefesi başlıklı yoktur. Yalnız Türkçede değil, başka dillerde de yoktur. Böyle olmasının hayret edilecek ama ciddiye alınması gereken nedenleri vardır. Din ile felsefe, tamlaması yapılamayacak, yan yana getirilemeyecek iki kavramdır; çünkü birincisi inanmanın gerçekliği aşan yönüne, ikincisi ise bu aşkınlığın çözümlenmesine aittir. Eğer bir din kendini kendi kavramlarıyla çözümleyebilseydi, bir din felsefesinden de söz edilebilirdi. Fakat bu olanaksızdır, çünkü din bu çözümlemenin gerektirdiği kavramları kullanamaz, soruları soramaz.
Din felsefesi başlıklı kitaplar çoktur; inanmanın felsefesi başlıklı yoktur. Yalnız Türkçede değil, başka dillerde de yoktur. Böyle olmasının hayret edilecek ama ciddiye alınması gereken nedenleri vardır. Din ile felsefe, tamlaması yapılamayacak, yan yana getirilemeyecek iki kavramdır; çünkü birincisi inanmanın gerçekliği aşan yönüne, ikincisi ise bu aşkınlığın çözümlenmesine aittir. Eğer bir din kendini kendi kavramlarıyla çözümleyebilseydi, bir din felsefesinden de söz edilebilirdi. Fakat bu olanaksızdır, çünkü din bu çözümlemenin gerektirdiği kavramları kullanamaz, soruları soramaz.