“… çünkü sevginin kazananı çoktur. İçimde birikmiş çok sevgilerim var. İnsanı, hayvanı, doğayı, canlı olan her şeyi seviyorum. Nefret ve kin benim genlerimde yok. Böyle mutlu oluyor, böyle huzur buluyorum.”
“… hayat bizim seçimlerimizin toplamıdır. Yaşamak ise, katmerleşmiş hüzünler arasından küçük mutluluklar devşirme sanatıdır.”
“Herkesin mutlulukları yanında hüzünleri, eksik ya da yarım kalmışlıkları, gülüşüyle üstünü örtmeye çalıştığı acıları, ne yapsa bir türlü dolduramadığı boşlukları vardır içinde...”
“Bir Eylül daha geçti ömrümüzden, vedalarla ve katmerleşmiş hüzünlerle... Uğurladıklarımız oldu, ertelenmiş hayallerini ve yaşanmamışlıklarını bırakarak ardında. Tüm hayatını sorguladığında yanında yalnızca geç kalmış pişmanlıklarını götürebildiğini fark etmenin hüznüyle belki de...”
“Oysa bütün sevgileri sığdıracak kadar büyük olmalı insanın yüreği ya da sığdırmalı yüreğine herkese yetecek kadar sevgiyi. Sebebi ne olursa olsun kendinden uzaklaşmak, yabancılaşmak, kendi değerlerini ötelemek, değersizleştirmek zorunda kalmadan...”
“… çünkü sevginin kazananı çoktur. İçimde birikmiş çok sevgilerim var. İnsanı, hayvanı, doğayı, canlı olan her şeyi seviyorum. Nefret ve kin benim genlerimde yok. Böyle mutlu oluyor, böyle huzur buluyorum.”
“… hayat bizim seçimlerimizin toplamıdır. Yaşamak ise, katmerleşmiş hüzünler arasından küçük mutluluklar devşirme sanatıdır.”
“Herkesin mutlulukları yanında hüzünleri, eksik ya da yarım kalmışlıkları, gülüşüyle üstünü örtmeye çalıştığı acıları, ne yapsa bir türlü dolduramadığı boşlukları vardır içinde...”
“Bir Eylül daha geçti ömrümüzden, vedalarla ve katmerleşmiş hüzünlerle... Uğurladıklarımız oldu, ertelenmiş hayallerini ve yaşanmamışlıklarını bırakarak ardında. Tüm hayatını sorguladığında yanında yalnızca geç kalmış pişmanlıklarını götürebildiğini fark etmenin hüznüyle belki de...”
“Oysa bütün sevgileri sığdıracak kadar büyük olmalı insanın yüreği ya da sığdırmalı yüreğine herkese yetecek kadar sevgiyi. Sebebi ne olursa olsun kendinden uzaklaşmak, yabancılaşmak, kendi değerlerini ötelemek, değersizleştirmek zorunda kalmadan...”