İnsana yaslanmayan şiir ölür, insana güvenmeyen şiir ölür. Şiir, ne tamamen somut ne de tamamen soyuttur. Akıl ile duygu gibidir; biri diğerini tamamlar. Birinin eksikliği diğerinin eksikliğidir. Boşluktaki şiirin şairi, kendisi gibi, öldüğün gün şiiri de ölür. Tarih bunun örnekleriyle doludur. Şiir, somut ile soyutun, akıl ile duygunun, insan ile doğanın sentezidir. Çağın şiiri, gereksinimlerinden ötürü, esin tekniğe yenik düşmüştür. Günümüz şiiri ağırlıkla teknikle çalışılan atölye şiiri olmuştur. Şiirin eleştirmeni de, hakimi de ancak tarihtir.
İnsana yaslanmayan şiir ölür, insana güvenmeyen şiir ölür. Şiir, ne tamamen somut ne de tamamen soyuttur. Akıl ile duygu gibidir; biri diğerini tamamlar. Birinin eksikliği diğerinin eksikliğidir. Boşluktaki şiirin şairi, kendisi gibi, öldüğün gün şiiri de ölür. Tarih bunun örnekleriyle doludur. Şiir, somut ile soyutun, akıl ile duygunun, insan ile doğanın sentezidir. Çağın şiiri, gereksinimlerinden ötürü, esin tekniğe yenik düşmüştür. Günümüz şiiri ağırlıkla teknikle çalışılan atölye şiiri olmuştur. Şiirin eleştirmeni de, hakimi de ancak tarihtir.