Kitabımızın amacı, her eğitim tabakasındaki Türkçe okuyucunun Kur'an-ı Kerim'in anlamını, bizzat kendisinin doğrudan öğrenebilmesine ve algılamasına yardımcı olmaktır. Amacımıza katkısı şüphesiz düşüncesiyle bir başka ihtimal olarak, Kur'an'ın oluşum sürecini gösteren surelerin iniş sırasını okuyucuya sunmaya çalıştık. Tercümemizde müesses klasik muteber tercümeyi, özellikle Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır'ın Meali'ni esas aldık. Kendimiz, ayetlere yeni anlam vermedik, sadece günümüz Türkçesinde kullanılan en uygun kelimeler ve ifade kalıpları ile tercüme yapmaya çalıştık. Bir de, kelimelerin orijinal karşılıklarını verdik, kafalarımızda kurguladığımız anlamları yüklemeyerek O'na girdi yapmamaya dikkat ettik. Bu duruma en güzel örnek, "mucize" kelimesidir. Kur'an'da "mucize" kelimesi hiç geçmediği halde, "delil" anlamındaki "ayet" sözcüğü, diğer tercümelerde hep mucize olarak tercüme edilmiştir. Biz onu "delil" olarak tercüme ettik. Şüphesiz hiçbir tercüme, aslının yerini tutmaz. Fakat müteaddit ayetlerde görüleceği üzere herkes, onu anlayabildiği kadarıyla sorumludur, çünkü Yüce Allah, hiç kimseyi gücünü aşan şeyle sorumlu tutmaz.
Kitabımızın amacı, her eğitim tabakasındaki Türkçe okuyucunun Kur'an-ı Kerim'in anlamını, bizzat kendisinin doğrudan öğrenebilmesine ve algılamasına yardımcı olmaktır. Amacımıza katkısı şüphesiz düşüncesiyle bir başka ihtimal olarak, Kur'an'ın oluşum sürecini gösteren surelerin iniş sırasını okuyucuya sunmaya çalıştık. Tercümemizde müesses klasik muteber tercümeyi, özellikle Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır'ın Meali'ni esas aldık. Kendimiz, ayetlere yeni anlam vermedik, sadece günümüz Türkçesinde kullanılan en uygun kelimeler ve ifade kalıpları ile tercüme yapmaya çalıştık. Bir de, kelimelerin orijinal karşılıklarını verdik, kafalarımızda kurguladığımız anlamları yüklemeyerek O'na girdi yapmamaya dikkat ettik. Bu duruma en güzel örnek, "mucize" kelimesidir. Kur'an'da "mucize" kelimesi hiç geçmediği halde, "delil" anlamındaki "ayet" sözcüğü, diğer tercümelerde hep mucize olarak tercüme edilmiştir. Biz onu "delil" olarak tercüme ettik. Şüphesiz hiçbir tercüme, aslının yerini tutmaz. Fakat müteaddit ayetlerde görüleceği üzere herkes, onu anlayabildiği kadarıyla sorumludur, çünkü Yüce Allah, hiç kimseyi gücünü aşan şeyle sorumlu tutmaz.