Bu kitap, kafası ve kalbi yaralı insanlar içindir; kafasında ve kalbinde yarası olmak, iç dünyasında karşılğı olan "hakiki" ettellektüel problemleri olmak demektir ve dolasıyla elinizdeki metin "ısmarlama", "pop" entellektüel problemlerle statü ve imtiyaz talep edenlere hitabetmiyor. İçeriği entellektüel magazin değil; "bestseller" olma, "tatil kitabı" olma şansı yok. O, okumayı "yaşama tarzına" dönüştürmüş "sahici" okuyucular içindir. İnsan Bilimlerine Prolegomena öncelikle göze hitabetmiyor; gözleriyle, gözlerine göre yaşayanlara değil, öncelikle kulaklarıyla, kulaklarına göre yaşayanlar için. O, "kulağı" olanlar, kulaklarıyla okuyanlar, satır aralarının sessizliğini ve satırların sesini işitme yeteneği olanlar, dinleme yeteneği olanlar içindir. Cünkü gerçek okuyucular kulaklarıyla okuyanlardır, gözleriyle değil. Çünkü o, temelde dil hakkındadı; çünkü insan başka herşeyden önce, dili olan, koşubaline, dineyebilen ve bu yüzden anlayabilen, yorumlayabilen varlıktır. İnsan homo hermenia'dır. Heidegger'le Gadamer'in ısrarla vurguladıkları gibi, "anlam" denilen şeye yalnızca isan sahip olabilir. Anlam anlaşılan şeydir; anlaşılan şey dildir. Anlam dildedir. Boşluğa değil, dile doğarız. İnsan atalarımızın durumunda olduğu gibi ve henüz doğmamış çocuklarımızın durumunda olacağı gibi, kendi durumumuzda da dil, biz doğmadan önce zaten vardır. Dil anne rahmi, dil yuva, dil memleket, dil insanlığın en otantik şarkısıdır. Çünkü anlam ondadır. Lebenswelt dildir; praksis dildir ve akıl, deney, gözlem, bilim ve bilim dışı dilde ikamet eder. Yine de bu, insan ve toplumun hayatındaki herşeyi tekbir faktöre indirgemek değildir; başka bir söyleşiyle bir monizm türü değildir; çünkü dil daima belirsizdir ve bu belirsizlik, başta düşünme özgürlüğümüz olmak üzere, bütün özgürlüklerimizin beslendiği uçurumdur.
Bu kitap, kafası ve kalbi yaralı insanlar içindir; kafasında ve kalbinde yarası olmak, iç dünyasında karşılğı olan "hakiki" ettellektüel problemleri olmak demektir ve dolasıyla elinizdeki metin "ısmarlama", "pop" entellektüel problemlerle statü ve imtiyaz talep edenlere hitabetmiyor. İçeriği entellektüel magazin değil; "bestseller" olma, "tatil kitabı" olma şansı yok. O, okumayı "yaşama tarzına" dönüştürmüş "sahici" okuyucular içindir. İnsan Bilimlerine Prolegomena öncelikle göze hitabetmiyor; gözleriyle, gözlerine göre yaşayanlara değil, öncelikle kulaklarıyla, kulaklarına göre yaşayanlar için. O, "kulağı" olanlar, kulaklarıyla okuyanlar, satır aralarının sessizliğini ve satırların sesini işitme yeteneği olanlar, dinleme yeteneği olanlar içindir. Cünkü gerçek okuyucular kulaklarıyla okuyanlardır, gözleriyle değil. Çünkü o, temelde dil hakkındadı; çünkü insan başka herşeyden önce, dili olan, koşubaline, dineyebilen ve bu yüzden anlayabilen, yorumlayabilen varlıktır. İnsan homo hermenia'dır. Heidegger'le Gadamer'in ısrarla vurguladıkları gibi, "anlam" denilen şeye yalnızca isan sahip olabilir. Anlam anlaşılan şeydir; anlaşılan şey dildir. Anlam dildedir. Boşluğa değil, dile doğarız. İnsan atalarımızın durumunda olduğu gibi ve henüz doğmamış çocuklarımızın durumunda olacağı gibi, kendi durumumuzda da dil, biz doğmadan önce zaten vardır. Dil anne rahmi, dil yuva, dil memleket, dil insanlığın en otantik şarkısıdır. Çünkü anlam ondadır. Lebenswelt dildir; praksis dildir ve akıl, deney, gözlem, bilim ve bilim dışı dilde ikamet eder. Yine de bu, insan ve toplumun hayatındaki herşeyi tekbir faktöre indirgemek değildir; başka bir söyleşiyle bir monizm türü değildir; çünkü dil daima belirsizdir ve bu belirsizlik, başta düşünme özgürlüğümüz olmak üzere, bütün özgürlüklerimizin beslendiği uçurumdur.