Geleceğin kamu ve özel sektör örgütlerinin geleneksel bürokratik yapılardan çok farklı olacağını içinde yaşanılan küreselleşme, demokratikleşme, yerelleşme, özelleştirme vb. olarak ifade edilen değişimler göstermektedir. Yeni yönetsel ve örgütsel yapılanmanın,yönetime katılımcı, yenilikçi, yaratıcı, sorgulayıcı, kendine güvenen, nitelikli ve zihinsel kapasitesi yüksek, bilgi sistemlerindeki ve teknolojideki gelişmelerden yararlanan, kendisi sürekli geliştiren etkinlik ve verimlilik ilkelerine uygun olarak hareket eden faaliyetleri doğru yer ve zamanda ve amaçlanan biçimde sonuçlandırıcı türde ve nitelikte insan gücüne ihtiyacı vardır.
Geçmişte bir maliyet unsuru olarak kanul edilen hatta örgütte kullanılan makinelerle eşdeğer ve bu makinelerin bir parçası olarak görülen insan kaynakları; personel yönetimi kavramının ortaya çıkmasıyla beraber bilimsel bir nitelik kazanmış, zaman içinde çeşitli gelişmelerin etkisiyle stratejik bir kaynak olarak algılanmaya ve örgütün amaçlarına ulaşmasında verimliliği artırmada, rekabet gücünü sağlayabilmede en önemli unsur haline gelmiştir. Yaşanan değişim ve dönüşüm, insan unsurunu, örgütün odak noktası haline getirmiştir.
Dünyadaki ve ülkemizdeki değişim olgusu, evrensel değerlere uygun bir personel yönetimini, özellikle insan kaynaklarından rasyonel bir biçimde yararlanmayı zorunlu kılmaktadır. İnsan kaynaklarının yeterli niteliklere sahip olması doğru zamanda, doğru yerlerde yeterli sayıda sağlanarak etkili verimli ve rasyonel olarak kullanılması ve bu çalışmaların bilimsel verilere dayalı olarak gerçekleştirilmesi bir ihtiyaç haline gelmiştir. İnsan kaynakları yönetiminde başarı ve belirlenen amaçlara ulaşabilme, insan kaynağının nitelik ve nicelik olarak belirlenerek istihdam edilmesini doğru pozisyonlarda yerleştirmelerini gelişimlerine yönelik eğitim almalarını sağlayacak plan, program ve bunları sağlamaya yönelik kullanılan araçlarla sağlanabilir. Bu ise bugün gelişmiş olarak nitelendirilen ve gerek az gelişmiş gerekse gelişmekte olan ülkelerin model olarak aldıkları bir çok ülkede tamamlanmış olan Bilimsel kriterlere dayalı olarak gerçekleştirilen Norm Kadro çalışmaları ile gerçekleşebilir.
Geleceğin kamu ve özel sektör örgütlerinin geleneksel bürokratik yapılardan çok farklı olacağını içinde yaşanılan küreselleşme, demokratikleşme, yerelleşme, özelleştirme vb. olarak ifade edilen değişimler göstermektedir. Yeni yönetsel ve örgütsel yapılanmanın,yönetime katılımcı, yenilikçi, yaratıcı, sorgulayıcı, kendine güvenen, nitelikli ve zihinsel kapasitesi yüksek, bilgi sistemlerindeki ve teknolojideki gelişmelerden yararlanan, kendisi sürekli geliştiren etkinlik ve verimlilik ilkelerine uygun olarak hareket eden faaliyetleri doğru yer ve zamanda ve amaçlanan biçimde sonuçlandırıcı türde ve nitelikte insan gücüne ihtiyacı vardır.
Geçmişte bir maliyet unsuru olarak kanul edilen hatta örgütte kullanılan makinelerle eşdeğer ve bu makinelerin bir parçası olarak görülen insan kaynakları; personel yönetimi kavramının ortaya çıkmasıyla beraber bilimsel bir nitelik kazanmış, zaman içinde çeşitli gelişmelerin etkisiyle stratejik bir kaynak olarak algılanmaya ve örgütün amaçlarına ulaşmasında verimliliği artırmada, rekabet gücünü sağlayabilmede en önemli unsur haline gelmiştir. Yaşanan değişim ve dönüşüm, insan unsurunu, örgütün odak noktası haline getirmiştir.
Dünyadaki ve ülkemizdeki değişim olgusu, evrensel değerlere uygun bir personel yönetimini, özellikle insan kaynaklarından rasyonel bir biçimde yararlanmayı zorunlu kılmaktadır. İnsan kaynaklarının yeterli niteliklere sahip olması doğru zamanda, doğru yerlerde yeterli sayıda sağlanarak etkili verimli ve rasyonel olarak kullanılması ve bu çalışmaların bilimsel verilere dayalı olarak gerçekleştirilmesi bir ihtiyaç haline gelmiştir. İnsan kaynakları yönetiminde başarı ve belirlenen amaçlara ulaşabilme, insan kaynağının nitelik ve nicelik olarak belirlenerek istihdam edilmesini doğru pozisyonlarda yerleştirmelerini gelişimlerine yönelik eğitim almalarını sağlayacak plan, program ve bunları sağlamaya yönelik kullanılan araçlarla sağlanabilir. Bu ise bugün gelişmiş olarak nitelendirilen ve gerek az gelişmiş gerekse gelişmekte olan ülkelerin model olarak aldıkları bir çok ülkede tamamlanmış olan Bilimsel kriterlere dayalı olarak gerçekleştirilen Norm Kadro çalışmaları ile gerçekleşebilir.