Kutsal kitaplara göre Tanrı insanı yaratırken ona ruh üflemiştir. Kültürümüzdeki Mevlana ve Yunus Emre gibiler bu tanrısal şeyi çok iyi kullandığı için mi “Kutsal Kişi” unvanı aldı?
Kimsenin dokunamadığı türbelerde yatan bu kişiler o düzeye yükselmişse, günümüzde onlar gibiler neden yetişmiyor? Yoksa bugün Tanrı'ya onlar gibi inanan ve hizmet eden gerçek dindar mı yok?
Ya da insanlar ilkel atalarını düşünsel açıdan geride bıraktığı, yani aydınlandığı için mi artık o tür şeylere inanmıyor, ne dersiniz?
Aydınlanan günümüz bireyi keşfedebileceği kendi iç değerleriyle, hiçbir dini benimsemeden söz konusu tanrısal boyuta ulaşabilir mi? Bunu düşünenler ne yapmalı, nereden başlamalı? Bu konuda bilimsel akıl ve mantık işe yarar mı?
“İnsan Tanrı Olmalı” bu bağlamda soran-sorgulayan bir araştırmadır.
Kutsal kitaplara göre Tanrı insanı yaratırken ona ruh üflemiştir. Kültürümüzdeki Mevlana ve Yunus Emre gibiler bu tanrısal şeyi çok iyi kullandığı için mi “Kutsal Kişi” unvanı aldı?
Kimsenin dokunamadığı türbelerde yatan bu kişiler o düzeye yükselmişse, günümüzde onlar gibiler neden yetişmiyor? Yoksa bugün Tanrı'ya onlar gibi inanan ve hizmet eden gerçek dindar mı yok?
Ya da insanlar ilkel atalarını düşünsel açıdan geride bıraktığı, yani aydınlandığı için mi artık o tür şeylere inanmıyor, ne dersiniz?
Aydınlanan günümüz bireyi keşfedebileceği kendi iç değerleriyle, hiçbir dini benimsemeden söz konusu tanrısal boyuta ulaşabilir mi? Bunu düşünenler ne yapmalı, nereden başlamalı? Bu konuda bilimsel akıl ve mantık işe yarar mı?
“İnsan Tanrı Olmalı” bu bağlamda soran-sorgulayan bir araştırmadır.