Yıl 1968, Bakırköy Tren İstasyonu'nda, bir kadın, peronda umutsuzca yürümektedir. Bir hatayla başlayan evliliği, karşılıklı hesaplaşmaya dönüşmüş ve alacağı karar hayatını belirlemek üzeredir.
"İnsan unuturum sanır, ama hiçbir şeyi unutmaz" diyor Buket Sivri ilk romanında. Kalabalık bir ailenin etrafında yaşanan çarpıcı olaylar ve kırılgan hayat çizgileri üzerinden yaşamla hesaplaşmanın izini sürüyor.
Beş kadının birbirine bağlanmış hayat hikâyelerinden ve çevrelerindeki erkeklerle ördükleri dünyadan duygusal izler taşıyan roman, altmışlı yılların İstanbul'unu, eski tren istasyonunu ve Bakırköy-Yeşilköy hattının anılarını anlatıyor.
Tutkunun, hesaplaşmanın ve her şeye rağmen ayakta kalmanın sırları eşliğinde, nostaljik bir İstanbul panoraması.
Yıl 1968, Bakırköy Tren İstasyonu'nda, bir kadın, peronda umutsuzca yürümektedir. Bir hatayla başlayan evliliği, karşılıklı hesaplaşmaya dönüşmüş ve alacağı karar hayatını belirlemek üzeredir.
"İnsan unuturum sanır, ama hiçbir şeyi unutmaz" diyor Buket Sivri ilk romanında. Kalabalık bir ailenin etrafında yaşanan çarpıcı olaylar ve kırılgan hayat çizgileri üzerinden yaşamla hesaplaşmanın izini sürüyor.
Beş kadının birbirine bağlanmış hayat hikâyelerinden ve çevrelerindeki erkeklerle ördükleri dünyadan duygusal izler taşıyan roman, altmışlı yılların İstanbul'unu, eski tren istasyonunu ve Bakırköy-Yeşilköy hattının anılarını anlatıyor.
Tutkunun, hesaplaşmanın ve her şeye rağmen ayakta kalmanın sırları eşliğinde, nostaljik bir İstanbul panoraması.