İnsanın yeryüzü macerası, oldukça çetin sınavlardan oluşan bir süreci içeriyor. Bu süreçte diğerleriyle her karşılaşmamızda davranış ve tutumlarımızla beliriyor yeryüzünün şekli. Erengül Emanetoğlu bu karşılaşmalarda aşk, doğa, tasavvuf, empati, ego, içtenlik, bilgelik gibi kavram ve olguların etrafında yüzdürmüş gemisini. Ardından sırrın karalarında yürümüş, insanla karşılaşmış, kendisiyle ve onun doğasıyla. "Deniz, okyanus aynadır gökyüzüne. Renginin maviliği, gökyüzünün yansıması, griliği yine öyle. Bir kova su al denizden, ayna olamaz gökyüzüne. Çünkü bütünden ayrılmıştır. Deniz içindeki tüm canlılarla ve içindeki tüm oluşla bütündür. Denizin ayna olması, bütün olmasından, derin olmasındandır. İçinde barındırdıklarındandır. Hep deriz 'insan insanın aynasıdır' diye. 'Başkası için ne söylüyorsan, sen kendini görüyorsun' diye. İnsan insana neden aynadır acaba?"
İnsanın yeryüzü macerası, oldukça çetin sınavlardan oluşan bir süreci içeriyor. Bu süreçte diğerleriyle her karşılaşmamızda davranış ve tutumlarımızla beliriyor yeryüzünün şekli. Erengül Emanetoğlu bu karşılaşmalarda aşk, doğa, tasavvuf, empati, ego, içtenlik, bilgelik gibi kavram ve olguların etrafında yüzdürmüş gemisini. Ardından sırrın karalarında yürümüş, insanla karşılaşmış, kendisiyle ve onun doğasıyla. "Deniz, okyanus aynadır gökyüzüne. Renginin maviliği, gökyüzünün yansıması, griliği yine öyle. Bir kova su al denizden, ayna olamaz gökyüzüne. Çünkü bütünden ayrılmıştır. Deniz içindeki tüm canlılarla ve içindeki tüm oluşla bütündür. Denizin ayna olması, bütün olmasından, derin olmasındandır. İçinde barındırdıklarındandır. Hep deriz 'insan insanın aynasıdır' diye. 'Başkası için ne söylüyorsan, sen kendini görüyorsun' diye. İnsan insana neden aynadır acaba?"