“...Ham ve ilkel kültür çağlarında, insanlar ikinci gerçek bir dünyayı düşlerinde tanıyabileceklerine inanırlardı: tüm metafiziğin kökeni buradadır. Düşler olmasaydı, insan dünyayı ikiye bölmesi için bir sebep bulamazdı. Beden ve ruh ayrımı da düşlemeyi algılamakla bağlı, aynı zamanda da düşteki bedenin varlığı, yani tüm hayalet inancı, belki de tanrıya olan inanç. “Ölü halen yaşıyordur, çünkü rüyalarımızda görünüyordur.” Bu böylece binlerce yıl kabul edildi...”
“...Ham ve ilkel kültür çağlarında, insanlar ikinci gerçek bir dünyayı düşlerinde tanıyabileceklerine inanırlardı: tüm metafiziğin kökeni buradadır. Düşler olmasaydı, insan dünyayı ikiye bölmesi için bir sebep bulamazdı. Beden ve ruh ayrımı da düşlemeyi algılamakla bağlı, aynı zamanda da düşteki bedenin varlığı, yani tüm hayalet inancı, belki de tanrıya olan inanç. “Ölü halen yaşıyordur, çünkü rüyalarımızda görünüyordur.” Bu böylece binlerce yıl kabul edildi...”