Dostoyevski'nin ilk eseri olan bu kitap, Rus yaşamını yansıtan ilk roman olarak anılır. Dönemin Rusya'sında yaşanan çıkmazları, iyi kötü ilişkilerini, tüm çarpıklığı ve çıplaklığı ile yansıtan bu roman, yazarın ustalığını da apaçık ortaya koyan bir yapıttır.
Yoksullukla mücadele eden, zar zor geçinen yaşlı bir memurun; kimsesiz genç bir kıza olan aşkını konu alan bu roman, aydın insanlara övgüyle atıf yaparken, fakirliğin insanın hayatını ve duygularını ne derece etkilediğini gözler önüne serer. İki âşık arasındaki mektuplar; aşkı, umudu, fedakârlığı ve çaresizliği mükemmel bir biçimde anlatır.
Dönemin saygın eleştirmenlerinden biri olan Belinski, kitabı okuduktan sonra şu yorumda bulunur:
İki gündür kendimi bu kitaptan alıkoyamıyorum. Yeni bir yazar, yeni bir yeteneğin kalemi bu. Onu tanımıyorum. Kimdir, neye benzer bilmiyorum. Ama bundan önce hiçbir yazar bu kadarını düşlerinde bile göremezdi!
Dostoyevski'nin ilk eseri olan bu kitap, Rus yaşamını yansıtan ilk roman olarak anılır. Dönemin Rusya'sında yaşanan çıkmazları, iyi kötü ilişkilerini, tüm çarpıklığı ve çıplaklığı ile yansıtan bu roman, yazarın ustalığını da apaçık ortaya koyan bir yapıttır.
Yoksullukla mücadele eden, zar zor geçinen yaşlı bir memurun; kimsesiz genç bir kıza olan aşkını konu alan bu roman, aydın insanlara övgüyle atıf yaparken, fakirliğin insanın hayatını ve duygularını ne derece etkilediğini gözler önüne serer. İki âşık arasındaki mektuplar; aşkı, umudu, fedakârlığı ve çaresizliği mükemmel bir biçimde anlatır.
Dönemin saygın eleştirmenlerinden biri olan Belinski, kitabı okuduktan sonra şu yorumda bulunur:
İki gündür kendimi bu kitaptan alıkoyamıyorum. Yeni bir yazar, yeni bir yeteneğin kalemi bu. Onu tanımıyorum. Kimdir, neye benzer bilmiyorum. Ama bundan önce hiçbir yazar bu kadarını düşlerinde bile göremezdi!