“Yoksul insanlar hayal kurmaya meyillidir.”
“İnsancıklar” genç Dostoyevski'nin 1846 yılında yayımlanan ilk romanıdır. Dönemin saygın eleştirmenlerinden Belinski, “İnsancıklar” için, “İki gündür kendimi bu kitaptan uzaklaştıramıyorum.” diyecek ve şöyle ekleyecektir: “… bu roman, Rusya'da hayatın sınırlarını öyle kahramanlara veriyor ki, bundan önce hiçbir yazar bu kadarını düşlerinde bile göremezdi… Rusya yeni bir Gogol kazandı.”
“İnsancıklar”, St. Petersburg'da yaşayan orta yaşlı bir memurla uzaktan akrabası, yirmili yaşlarının başlarında genç bir kadın arasındaki mektuplaşmalardan oluşur. Dostoyevski'nin hemen hemen tüm eserlerinden aşina olduğumuz acıma duygusunun bolca işlendiği, yoksulluğun pençesinde çırpınan iki insanın hayatına tanık olmaya çağırır bizi.
“Yoksul insanlar hayal kurmaya meyillidir.”
“İnsancıklar” genç Dostoyevski'nin 1846 yılında yayımlanan ilk romanıdır. Dönemin saygın eleştirmenlerinden Belinski, “İnsancıklar” için, “İki gündür kendimi bu kitaptan uzaklaştıramıyorum.” diyecek ve şöyle ekleyecektir: “… bu roman, Rusya'da hayatın sınırlarını öyle kahramanlara veriyor ki, bundan önce hiçbir yazar bu kadarını düşlerinde bile göremezdi… Rusya yeni bir Gogol kazandı.”
“İnsancıklar”, St. Petersburg'da yaşayan orta yaşlı bir memurla uzaktan akrabası, yirmili yaşlarının başlarında genç bir kadın arasındaki mektuplaşmalardan oluşur. Dostoyevski'nin hemen hemen tüm eserlerinden aşina olduğumuz acıma duygusunun bolca işlendiği, yoksulluğun pençesinde çırpınan iki insanın hayatına tanık olmaya çağırır bizi.