İnsancıl Aylık Kültür Sanat Dergisi Sayı: 377 Aralık 2021

Stok Kodu:
3990000001745
Boyut:
18.50x27.00
Sayfa Sayısı:
64
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2021-12
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
20,00
3990000001745
768460
İnsancıl Aylık Kültür Sanat Dergisi Sayı: 377 Aralık 2021
İnsancıl Aylık Kültür Sanat Dergisi Sayı: 377 Aralık 2021
20.00

1 M. Güner DEMİRAY - Bildiklerim (Şiir)

2 Betül ÇOTUKSÖKEN – Felsefenin Gör Dediği: Eğitimde SES - 8 Eğitim Kavramı Üstüne

Eğitimin dışdünyası başta insanlar olmak üzere, tekilliği ve somutluğu içinde birçok öğe­den oluşur. Bir kez daha anımsayalım bu ögeler nelerdir? Temelde bu ögelerin hepsi sonsuz değişkenlik içinde varolurlar; ancak bu bağlam­daki derleme-toplama işlemini şöyle yapabiliriz: Her şeyden önce eğiten-eğitilen olarak, hangi yaşta, hangi durumda olursa olsun insanlar kalkış noktasını oluşturur; eğitimin mekânı yine somut-tekil, olmazsa olmaz bir ögedir; ister yüz yüze eğitim ortamlarında olsun, ister sanal eğitim ortamlarında olsun. Üçüncü olarak eğitimin mal­zemelerini dış görünüş bağlamının önemli, yine olmazsa olmaz ögesi olarak saptayabiliriz.

5 Sayıl Cengiz Gündoğdu – Marksist Sanat: Yazında Gerçekçilik-3

Star sistemi yazarları burjuva sistemini onay­lar, buna karşılık sosyalizmi kötüler.

Toplumu doğru çözümleyen insanı sağlıklı de­ğerlendiren, insana umut veren gerçekçi yazarla­rımız da vardır. Halit Ziya Uşaklıgil, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Orhan Kemal, Nazım Hikmet, Tarık Dursun, Rıfat Ilgaz, Cevdet Kudret, Oktay Akbal, Kemal Bekir, Kemal Ateş, Tekin Sönmez.

Gerçekçi oldukları için, bu yazarları sistem gözden uzak tutar. Bunu yapamazsa bu yazar­ların yapıtları roman tekniğine kilitler. Oysa bu romanlar insanı, toplumu doğru çözümleyen, burjuva dünyasını sarsan estetik yapıtlardır.

Bu estetik yapıtların bir başka özelliği özne olup nesneyi (okuru) etkilemeleridir. Bu yapıtlar özne olarak nesnenin estetik bilincini açımlar.

13 Günova Sepin – Balkıyan (Şiir)

14 Mehmet Karakelle – Laiklik Üstüne Kısa Deneme

Laiklik öncesiz ve sonsuz bir kavram değildir; tarihsel bir kategori, bir burjuva icadıdır. Belli bir coğrafyada, yeni bir üretim biçimine geçi­len tarih dönemecinde, yeni üstyapı kurumları oluşturma zorunluğunun sonuçlarındandır. Dilin tam olarak ne zaman ortaya çıktığı bilinmiyor; ancak konuşmaya başlayalı beri insanlar gerek somut gerekse soyut olguları adlandırmaktalar. Örneğin, küçük yaşlardayken birçok kişinin başı­na gelen; karşı cins ile duygusal, bedensel hazza ulaşma umut ve heyecanına “aşk” adını vermiş­lerdir. Benzer biçimde, laiklik sözcüğü, verili bir üretim biçiminin gerektirdiği yeni bir uygulamanın adlandırılmasıdır.

19 Hülya Köksal – Kayıp (Şiir)

20 Yusuf Çotuksöken – Bilge Yunus Emre'nin İnsan” ve “Sevgi” Anlayışı

Konuşmaya girerken öncelikle şu bilgileri yineleyelim: 1) Anadolu Türk yazınında bir tek

Yunus Emre yok; birden çok Yunus Emre var. Anadolu Türk sözlü/yazılı şiir geleneğinde bir yol bu da. Bir tek Pir Sultan Abdal yok, birden çok Pir Sultan Abdal var. Ünlü halkbilimci İbrahim Aslanoğlu, bu konudaki çalışmasını “Pir Sultan Abdal­lar” (son baskı 2016) adıyla yayımlamıştır. Yetkin, ünlü ve sevilen bir ozanın şiirlerine öykünüp o yolda şiirler yazan her zaman çıkar; bu yolda şiir yazanlar bu şiirlerde ustaya saygı gereği onun adını kullanılırdı

26 Sibel Özbudun-Temel Demirer – Genco Erkal ya da Parrhesia Meselesi

Eleştiri oklarını saplamak, yaşadığımız her dönemin yanlışlarını, haksızlıklarını, sömürüleri­ni, çelişkilerini, ortaya koymak için sanatından, tiyatrodan yararlanıyor. Bunu gizli saklı değil, göğsünü gere gere, sadece kendisiyle yarışarak, yıllardır sahneden yapıyor.

12 Mart döneminde ‘Havana Duruşması', ‘Soruşturma'... Faşizmin ayak sesleri ve savaş tamtamları yükselirken ‘Aslan Asker Şwayk', ‘Şili'de Av'... Türkiye'de işçi eylemleri sırasında ‘Alpagut Olayı'... Sınıfsal çatışmaları ortaya koy­mak için ‘Asiye Nasıl Kurtulur', ‘Ortak', ‘İkili Oyun'...

34 Tahir Şilkan – Samet Ağaoğlu'nun Babasının Arkadaşları-III

Samet Ağaoğlu, “Harbiye Nazırı'nın Kardeşi” başlığı altında Osmanlı Kafkas Orduları Baş­kumandanını anlatır. Bütün mensupları en ileri mevkilere ulaşan bir ailenin parçası olan bu kumandanın ağabeyi, Osmanlı İmparatorluğu­nun son senelerine hakim olan en güzel yüz, en cesur insanıdır. Küçük kardeşini yarbayken “Kızılelma-Turan” ideali için görevlendirmiş, küçük kardeşin başarıları sonucunda hakkında hika­yeler, şiirler yazılmış, bestelenen şarkılar dillere düşmüştür. Samed Ağaoğlu, babasının bu genç kumandanın siyasi müşaviri olarak Kafkasya'ya gittiğini, esir Türk yurdundan gelen babasının şimdi bu esir yurtları kurtarma mücadelesine katılmış olmasından dolayı sonsuz mutluluk duy­duğunu yazar.

36 Erhan Kacar – Şiirler

37 Hasan Basri Çifci – “İşitiyor musun Memet?” ve getirdiği bazı sorular

Sibel Oral'ın İşitiyor musun Memet? isimli kitabı, ressam Mehmet Nâzım'ın hayat öyküsü­ne odaklanıyor. Mehmet Nâzım, babası Nâzım Hikmet'le ne olduysa, bunların yaşanmakla bittiğini, geçtiğini düşünmüş; yüzü geleceğe dönük yaşamış. Hakkında kitap boyunca anlatılanlar Mehmet'in babasıyla ilgili söyleyecekleri oldu­ğunu, ama bunları içinde taşıdığını, dışına kalın duvarlar ördüğünü ve rahatlıkla anlatıp unuta­cağı bir iyileşme imkânına hiç sahip olamadığını düşündürüyor.

40 Hasan Akarsu – 12 Mart 1971'den 12 Eylül 1980 Sonrasına: Son Durak

Kemal Anadol, 1941 doğumlu olup Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirir. Avukatlık ve gazetecilik yapar. Zonguldak ve İzmir Milletvekili seçilir. Yazılarıyla birçok ödül alır. Yeni belgesel romanı “Son Durak” ile 12 Mart 1971'den 12 Eylül 1980 sonrasına değin geçen sürede siyasal ve ekonomik alanda yurdumuzda yaşanan olaylara tanıklık eder.

Romanda devrimci Avukat Güler Aksoy ile İnşaat-İş Sendikası Başkanı Metin Korkmaz'ın aşkı yansıtılırken onların devrimci eylemler için­deki duruşları da sergilenir.

42 A. Didem Uslu - 2019 Sonbahar ve 2020 İlkbahar Tiyatro Sezonundan Seçmeler

Uzun Zaman Önce Mayıs'ta oyununu Roland Schimmelphennig yazmış. Dört kadınla iki erkek oturmaktadır. Ayağa kalkarlar. Arkada EKG zıp­lıyor. Yer değiştiriyorlar. Bir kadın, bir erkek yere uzanıp bisiklet pedalı çevirme hareketi. Hala duruyor mu o bisiklet. İyi misin? Valizli delikanlı ve kemanlı genç kız.

Tuhaf bir oyun. Hiç hikayesi olmayan, bol düşmeli bir oyun.

46 Mevlüt Kaplan – Gülüzar (Öykü)

“İyi ki geldiniz Müfettiş Bey.”

“Hayrola?...”

“Mehmet Öğretmen sizi uykularında bile sayıklar olmuştu.”

“Neden öyle? Teftişten bir an önce kurtulmak mı istiyor?”

“Hayır, efendim. Beci köyünün öğretmeni Gülüzar Hanım'a gönlünü kaptırmış. Sırılsıklam âşık.”

49 Berrin Taş – Hep Yolda

29 Ekim 2021

Dün akşam İnsancıldan çıktık. Kapıda mer­divenlere oturmuş iki genç kız öyle güzel gülü­yorlardı ki içim açıldı. İki genç kız, ayakta onlarla konuşan bir adam ve bir köpek. Gençler ne güzel gülüyorsunuz, hep gülsün gençler dedim. C.G. koluma girmişti. Kızlardan biri de öbür koluna girdi. Merdivenleri indik. Adam bana yanıt verdi. Daha güzel olacak, gençler hep gülecek dedi.

Hiç tanımadığımız insanlarla kısa bir an buluştuk. Ama birbirimizi anladık. Sanırım gele­ceğe ilişkin aydınlık düşlerimiz bizleri ortak bir dilde buluşturuyor. Kısa cümlelerle duruşumuzla bakışımızla aydınlığa özlemimizi dışa vuruyoruz

53 Sayıl Cengiz Gündoğdu – Yıldız Güncesi

29 Ekim Cuma

Yıllar önce. 15 yaşındaydım. Kitap… dergi… gazete okuru olduğum biliniyordu çevremde. Bir gün, “Şunu da oku” diye bir dergi verdiler. Dergide Atatürk'e saldırılıyordu. Cumhuriyetin dinsizlik olduğunu söylüyordu dergi yazarları… çok şaşırmıştım. Çok şaşırmıştım. Türkiye'de Atatürk'e. Cumhuriyet'e karşı olunabileceği hiç usuma düşmemişti. Hiç ses çıkarmadan dergiyi bir süre izledim.

Gerçekten de Türkiye'de Cumhuriyet'e karşı insanlar vardı. Bu çok canımı sıktı. Cumhuriyet karşıtlarını ağır bir biçimde eleştirdim.

Bu çocukluk anımı hiç unutmadım. Cumhuri­yet karşıtlarının bir gün ülkede sorun olacağını düşündüm.

1 M. Güner DEMİRAY - Bildiklerim (Şiir)

2 Betül ÇOTUKSÖKEN – Felsefenin Gör Dediği: Eğitimde SES - 8 Eğitim Kavramı Üstüne

Eğitimin dışdünyası başta insanlar olmak üzere, tekilliği ve somutluğu içinde birçok öğe­den oluşur. Bir kez daha anımsayalım bu ögeler nelerdir? Temelde bu ögelerin hepsi sonsuz değişkenlik içinde varolurlar; ancak bu bağlam­daki derleme-toplama işlemini şöyle yapabiliriz: Her şeyden önce eğiten-eğitilen olarak, hangi yaşta, hangi durumda olursa olsun insanlar kalkış noktasını oluşturur; eğitimin mekânı yine somut-tekil, olmazsa olmaz bir ögedir; ister yüz yüze eğitim ortamlarında olsun, ister sanal eğitim ortamlarında olsun. Üçüncü olarak eğitimin mal­zemelerini dış görünüş bağlamının önemli, yine olmazsa olmaz ögesi olarak saptayabiliriz.

5 Sayıl Cengiz Gündoğdu – Marksist Sanat: Yazında Gerçekçilik-3

Star sistemi yazarları burjuva sistemini onay­lar, buna karşılık sosyalizmi kötüler.

Toplumu doğru çözümleyen insanı sağlıklı de­ğerlendiren, insana umut veren gerçekçi yazarla­rımız da vardır. Halit Ziya Uşaklıgil, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Orhan Kemal, Nazım Hikmet, Tarık Dursun, Rıfat Ilgaz, Cevdet Kudret, Oktay Akbal, Kemal Bekir, Kemal Ateş, Tekin Sönmez.

Gerçekçi oldukları için, bu yazarları sistem gözden uzak tutar. Bunu yapamazsa bu yazar­ların yapıtları roman tekniğine kilitler. Oysa bu romanlar insanı, toplumu doğru çözümleyen, burjuva dünyasını sarsan estetik yapıtlardır.

Bu estetik yapıtların bir başka özelliği özne olup nesneyi (okuru) etkilemeleridir. Bu yapıtlar özne olarak nesnenin estetik bilincini açımlar.

13 Günova Sepin – Balkıyan (Şiir)

14 Mehmet Karakelle – Laiklik Üstüne Kısa Deneme

Laiklik öncesiz ve sonsuz bir kavram değildir; tarihsel bir kategori, bir burjuva icadıdır. Belli bir coğrafyada, yeni bir üretim biçimine geçi­len tarih dönemecinde, yeni üstyapı kurumları oluşturma zorunluğunun sonuçlarındandır. Dilin tam olarak ne zaman ortaya çıktığı bilinmiyor; ancak konuşmaya başlayalı beri insanlar gerek somut gerekse soyut olguları adlandırmaktalar. Örneğin, küçük yaşlardayken birçok kişinin başı­na gelen; karşı cins ile duygusal, bedensel hazza ulaşma umut ve heyecanına “aşk” adını vermiş­lerdir. Benzer biçimde, laiklik sözcüğü, verili bir üretim biçiminin gerektirdiği yeni bir uygulamanın adlandırılmasıdır.

19 Hülya Köksal – Kayıp (Şiir)

20 Yusuf Çotuksöken – Bilge Yunus Emre'nin İnsan” ve “Sevgi” Anlayışı

Konuşmaya girerken öncelikle şu bilgileri yineleyelim: 1) Anadolu Türk yazınında bir tek

Yunus Emre yok; birden çok Yunus Emre var. Anadolu Türk sözlü/yazılı şiir geleneğinde bir yol bu da. Bir tek Pir Sultan Abdal yok, birden çok Pir Sultan Abdal var. Ünlü halkbilimci İbrahim Aslanoğlu, bu konudaki çalışmasını “Pir Sultan Abdal­lar” (son baskı 2016) adıyla yayımlamıştır. Yetkin, ünlü ve sevilen bir ozanın şiirlerine öykünüp o yolda şiirler yazan her zaman çıkar; bu yolda şiir yazanlar bu şiirlerde ustaya saygı gereği onun adını kullanılırdı

26 Sibel Özbudun-Temel Demirer – Genco Erkal ya da Parrhesia Meselesi

Eleştiri oklarını saplamak, yaşadığımız her dönemin yanlışlarını, haksızlıklarını, sömürüleri­ni, çelişkilerini, ortaya koymak için sanatından, tiyatrodan yararlanıyor. Bunu gizli saklı değil, göğsünü gere gere, sadece kendisiyle yarışarak, yıllardır sahneden yapıyor.

12 Mart döneminde ‘Havana Duruşması', ‘Soruşturma'... Faşizmin ayak sesleri ve savaş tamtamları yükselirken ‘Aslan Asker Şwayk', ‘Şili'de Av'... Türkiye'de işçi eylemleri sırasında ‘Alpagut Olayı'... Sınıfsal çatışmaları ortaya koy­mak için ‘Asiye Nasıl Kurtulur', ‘Ortak', ‘İkili Oyun'...

34 Tahir Şilkan – Samet Ağaoğlu'nun Babasının Arkadaşları-III

Samet Ağaoğlu, “Harbiye Nazırı'nın Kardeşi” başlığı altında Osmanlı Kafkas Orduları Baş­kumandanını anlatır. Bütün mensupları en ileri mevkilere ulaşan bir ailenin parçası olan bu kumandanın ağabeyi, Osmanlı İmparatorluğu­nun son senelerine hakim olan en güzel yüz, en cesur insanıdır. Küçük kardeşini yarbayken “Kızılelma-Turan” ideali için görevlendirmiş, küçük kardeşin başarıları sonucunda hakkında hika­yeler, şiirler yazılmış, bestelenen şarkılar dillere düşmüştür. Samed Ağaoğlu, babasının bu genç kumandanın siyasi müşaviri olarak Kafkasya'ya gittiğini, esir Türk yurdundan gelen babasının şimdi bu esir yurtları kurtarma mücadelesine katılmış olmasından dolayı sonsuz mutluluk duy­duğunu yazar.

36 Erhan Kacar – Şiirler

37 Hasan Basri Çifci – “İşitiyor musun Memet?” ve getirdiği bazı sorular

Sibel Oral'ın İşitiyor musun Memet? isimli kitabı, ressam Mehmet Nâzım'ın hayat öyküsü­ne odaklanıyor. Mehmet Nâzım, babası Nâzım Hikmet'le ne olduysa, bunların yaşanmakla bittiğini, geçtiğini düşünmüş; yüzü geleceğe dönük yaşamış. Hakkında kitap boyunca anlatılanlar Mehmet'in babasıyla ilgili söyleyecekleri oldu­ğunu, ama bunları içinde taşıdığını, dışına kalın duvarlar ördüğünü ve rahatlıkla anlatıp unuta­cağı bir iyileşme imkânına hiç sahip olamadığını düşündürüyor.

40 Hasan Akarsu – 12 Mart 1971'den 12 Eylül 1980 Sonrasına: Son Durak

Kemal Anadol, 1941 doğumlu olup Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirir. Avukatlık ve gazetecilik yapar. Zonguldak ve İzmir Milletvekili seçilir. Yazılarıyla birçok ödül alır. Yeni belgesel romanı “Son Durak” ile 12 Mart 1971'den 12 Eylül 1980 sonrasına değin geçen sürede siyasal ve ekonomik alanda yurdumuzda yaşanan olaylara tanıklık eder.

Romanda devrimci Avukat Güler Aksoy ile İnşaat-İş Sendikası Başkanı Metin Korkmaz'ın aşkı yansıtılırken onların devrimci eylemler için­deki duruşları da sergilenir.

42 A. Didem Uslu - 2019 Sonbahar ve 2020 İlkbahar Tiyatro Sezonundan Seçmeler

Uzun Zaman Önce Mayıs'ta oyununu Roland Schimmelphennig yazmış. Dört kadınla iki erkek oturmaktadır. Ayağa kalkarlar. Arkada EKG zıp­lıyor. Yer değiştiriyorlar. Bir kadın, bir erkek yere uzanıp bisiklet pedalı çevirme hareketi. Hala duruyor mu o bisiklet. İyi misin? Valizli delikanlı ve kemanlı genç kız.

Tuhaf bir oyun. Hiç hikayesi olmayan, bol düşmeli bir oyun.

46 Mevlüt Kaplan – Gülüzar (Öykü)

“İyi ki geldiniz Müfettiş Bey.”

“Hayrola?...”

“Mehmet Öğretmen sizi uykularında bile sayıklar olmuştu.”

“Neden öyle? Teftişten bir an önce kurtulmak mı istiyor?”

“Hayır, efendim. Beci köyünün öğretmeni Gülüzar Hanım'a gönlünü kaptırmış. Sırılsıklam âşık.”

49 Berrin Taş – Hep Yolda

29 Ekim 2021

Dün akşam İnsancıldan çıktık. Kapıda mer­divenlere oturmuş iki genç kız öyle güzel gülü­yorlardı ki içim açıldı. İki genç kız, ayakta onlarla konuşan bir adam ve bir köpek. Gençler ne güzel gülüyorsunuz, hep gülsün gençler dedim. C.G. koluma girmişti. Kızlardan biri de öbür koluna girdi. Merdivenleri indik. Adam bana yanıt verdi. Daha güzel olacak, gençler hep gülecek dedi.

Hiç tanımadığımız insanlarla kısa bir an buluştuk. Ama birbirimizi anladık. Sanırım gele­ceğe ilişkin aydınlık düşlerimiz bizleri ortak bir dilde buluşturuyor. Kısa cümlelerle duruşumuzla bakışımızla aydınlığa özlemimizi dışa vuruyoruz

53 Sayıl Cengiz Gündoğdu – Yıldız Güncesi

29 Ekim Cuma

Yıllar önce. 15 yaşındaydım. Kitap… dergi… gazete okuru olduğum biliniyordu çevremde. Bir gün, “Şunu da oku” diye bir dergi verdiler. Dergide Atatürk'e saldırılıyordu. Cumhuriyetin dinsizlik olduğunu söylüyordu dergi yazarları… çok şaşırmıştım. Çok şaşırmıştım. Türkiye'de Atatürk'e. Cumhuriyet'e karşı olunabileceği hiç usuma düşmemişti. Hiç ses çıkarmadan dergiyi bir süre izledim.

Gerçekten de Türkiye'de Cumhuriyet'e karşı insanlar vardı. Bu çok canımı sıktı. Cumhuriyet karşıtlarını ağır bir biçimde eleştirdim.

Bu çocukluk anımı hiç unutmadım. Cumhuri­yet karşıtlarının bir gün ülkede sorun olacağını düşündüm.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat