İnsanın Doğası

Stok Kodu:
9789753881470
Boyut:
13.50x19.50
Sayfa Sayısı:
239
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2004-06
Çeviren:
Ayşen Tekşen Kapkın
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
Orijinal Adı:
Menschenkenntnis, 1927
%15 indirimli
30,00
25,50
9789753881470
655609
İnsanın Doğası
İnsanın Doğası
25.50

1895'te Viyana'da Tıp Fakültesi'ni bitiren Adler 1902'de Freud'un çevresine katıldı. Daha sonra Viyana Ruhçözümlemesi Kurumu'nun başkanlığına getirildi. Ancak 1908'de Freud'la aralarında, özellikle bilinçdışı çatışmaların açıklanması konusunda görüş ayrılıkları belirmeye başladı. Kişilğin gelişmesinede cinsel içgüdüler kadar, saldırganlığın da önemli olduğunu savunan Adler, Freud'un "Oidipus Karmaşası" kavramına vermiş olduğu önemi küçümseyerek, insanın temelde toplumsal bir varlık olduğunu savunmaya başladı. 1911'de, Freud'un çevresinden bütünüyle koptu ve Viyana Ruhçözümlemesi Kurumu başkanlığndan ayrıldı. Kısa bir süre sonra çevresinde yeni bir grup oluşturarak, "Bireysel Rubilim" adı altında kendi okulunu kurdu. Freud'tan koptuktan sonra Adler de Jung gibi geçmişin değil, geleceğe yönelik amaçların insan kişiliğini biçimlendirdiğini savunmaya başladı. Adler'e göre, her insanın kendince seçtiği ve erişmek için çabaladığı idealleri, onun bugünkü davranışlarını etkiler ve o insana özgü ruhsal süreçlerin oluşmasına yol açar. Adler'e göre, yaşam biçimi çok küçük yaşlarda belirir. Dört, beş yaşlarından sonra yaşanılan her şey, o yaşa kadar edinilmiş kalıplara göre benimsenir. İnsanların davranışları, duyguları, algılamarı ve tutumları çok küçük yaşlarda oluşur ve böylece geleceklerini belirler. İnsanın Doğası'nda Adler, insanın doğumundan sonra kişiliğini oluşturan toplumsal etkileri ele alarak zorba, sofu, itaakâr, kibirli, kıskanç, açgözlü, utangaç, hırslı, kaba vb. kişilik yapılarını incelemektedir.

1895'te Viyana'da Tıp Fakültesi'ni bitiren Adler 1902'de Freud'un çevresine katıldı. Daha sonra Viyana Ruhçözümlemesi Kurumu'nun başkanlığına getirildi. Ancak 1908'de Freud'la aralarında, özellikle bilinçdışı çatışmaların açıklanması konusunda görüş ayrılıkları belirmeye başladı. Kişilğin gelişmesinede cinsel içgüdüler kadar, saldırganlığın da önemli olduğunu savunan Adler, Freud'un "Oidipus Karmaşası" kavramına vermiş olduğu önemi küçümseyerek, insanın temelde toplumsal bir varlık olduğunu savunmaya başladı. 1911'de, Freud'un çevresinden bütünüyle koptu ve Viyana Ruhçözümlemesi Kurumu başkanlığndan ayrıldı. Kısa bir süre sonra çevresinde yeni bir grup oluşturarak, "Bireysel Rubilim" adı altında kendi okulunu kurdu. Freud'tan koptuktan sonra Adler de Jung gibi geçmişin değil, geleceğe yönelik amaçların insan kişiliğini biçimlendirdiğini savunmaya başladı. Adler'e göre, her insanın kendince seçtiği ve erişmek için çabaladığı idealleri, onun bugünkü davranışlarını etkiler ve o insana özgü ruhsal süreçlerin oluşmasına yol açar. Adler'e göre, yaşam biçimi çok küçük yaşlarda belirir. Dört, beş yaşlarından sonra yaşanılan her şey, o yaşa kadar edinilmiş kalıplara göre benimsenir. İnsanların davranışları, duyguları, algılamarı ve tutumları çok küçük yaşlarda oluşur ve böylece geleceklerini belirler. İnsanın Doğası'nda Adler, insanın doğumundan sonra kişiliğini oluşturan toplumsal etkileri ele alarak zorba, sofu, itaakâr, kibirli, kıskanç, açgözlü, utangaç, hırslı, kaba vb. kişilik yapılarını incelemektedir.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat