O öyle bir kadındı ki ona bakarken dalıp gittiğim çok olmuştu. Beyaz teni, genellikle atkuyruğu yaptığı sırma saçları, daim kiraz gibi al al yanakları, denizin ve gökyüzünün maviliğiyle yarışacak güzellikte gözleri vardı.Masmavi bir boncuğu özenle yanakları ve kaşları arasındaki o çukura yerleştirmişlerdi sanki. Ona has bu görüntüsü herkesi kendine hayran bırakmaya yetiyordu. Baştan aşağı bir ahenkti ve babam böylesi zarif bir kadınla bir hayat paylaştığı için çok şanslıydı. Ama o bunun farkında değildi. Erkek evlat verememiş olması anneme olan sevgisini de yok etmişti.
O öyle bir kadındı ki ona bakarken dalıp gittiğim çok olmuştu. Beyaz teni, genellikle atkuyruğu yaptığı sırma saçları, daim kiraz gibi al al yanakları, denizin ve gökyüzünün maviliğiyle yarışacak güzellikte gözleri vardı.Masmavi bir boncuğu özenle yanakları ve kaşları arasındaki o çukura yerleştirmişlerdi sanki. Ona has bu görüntüsü herkesi kendine hayran bırakmaya yetiyordu. Baştan aşağı bir ahenkti ve babam böylesi zarif bir kadınla bir hayat paylaştığı için çok şanslıydı. Ama o bunun farkında değildi. Erkek evlat verememiş olması anneme olan sevgisini de yok etmişti.