“Bu çalışmada, yalnız kültürel ve manevi değerleri değil, bu değerleri ortaya çıkaran devlet adamlarını ve aydınları da anlatmaya çalıştım. Bu öyle bir konu ki, Türk halklarının kültürel ve manevi değerlerini oluşturan dil, edebiyat, sanat, din, felsefe, sosyoloji, antropoloji, hukuk, iktisat vb. gibi konuların uzmanlarının ortaklaşa yapacakları bir çalışma ile ortaya konabilir. Böyle bir çalışmayı yapmak için Türk halklarının yaşadığı coğrafyalarda temasta olduğu milletlerin dillerini bilmeyi gerektiriyordu.
Bir akademisyen kadar tarih bilgisine sahip olan Atatürk, Türk tarihinin ve kültürünün ortaya konmasındaki eksiklikleri gören en büyük devlet adamımız idi. Nitekim, bu alanda yapılan çalışmaların eksikliğini gören Atatürk, Türk Tarih Kurumu ile Türk Dil Kurumunu kurdurarak bilim adamlarına yardımcı olunmasını istemiştir. Ne var ki, yeterli sayıda uzman bilim adamı yetiştiremediğimiz ve bu kurumlar da iyi çalıştırılamadığı için, Atatürk'ün arzu ettiği şekilde Türk tarihi ve kültürü araştırılıp ortaya konamamıştır. Bunun tipik örneği ise, O'nun sağlığında Prof. A.
Afet İnan'a dikte ettirdiği ve Türk Tarih Kurumu tarafından gerçekleşmesini istediği şu programdır:
1- Türklerin devlet hayatı ortaya konarak, devletin şekli, anayasası, devlet başkanının hak ve görevleri, parlamento ve seçim kanunları, hükümet şekli ve kanuni yetkileri, mali sistemi, ordu teşkilatı, yargı organları ve işleme şekillleri.
2- Türkleri ekonomik hayatı ortaya konularak tarım, üretim dalları, endüstri hayatı, yollar ve ulaşım, iç ve dış ticaret.
3- Türklerin fikri hayatının ortaya konarak dini inanış ve kuruluşları, aile düzeni, örf ve adetleri, müspet bilimlerin bütün dalları ve güzel sanatları araştırılıp ortaya konacak ve genç nesillere okutulacaktı.”
“Bu çalışmada, yalnız kültürel ve manevi değerleri değil, bu değerleri ortaya çıkaran devlet adamlarını ve aydınları da anlatmaya çalıştım. Bu öyle bir konu ki, Türk halklarının kültürel ve manevi değerlerini oluşturan dil, edebiyat, sanat, din, felsefe, sosyoloji, antropoloji, hukuk, iktisat vb. gibi konuların uzmanlarının ortaklaşa yapacakları bir çalışma ile ortaya konabilir. Böyle bir çalışmayı yapmak için Türk halklarının yaşadığı coğrafyalarda temasta olduğu milletlerin dillerini bilmeyi gerektiriyordu.
Bir akademisyen kadar tarih bilgisine sahip olan Atatürk, Türk tarihinin ve kültürünün ortaya konmasındaki eksiklikleri gören en büyük devlet adamımız idi. Nitekim, bu alanda yapılan çalışmaların eksikliğini gören Atatürk, Türk Tarih Kurumu ile Türk Dil Kurumunu kurdurarak bilim adamlarına yardımcı olunmasını istemiştir. Ne var ki, yeterli sayıda uzman bilim adamı yetiştiremediğimiz ve bu kurumlar da iyi çalıştırılamadığı için, Atatürk'ün arzu ettiği şekilde Türk tarihi ve kültürü araştırılıp ortaya konamamıştır. Bunun tipik örneği ise, O'nun sağlığında Prof. A.
Afet İnan'a dikte ettirdiği ve Türk Tarih Kurumu tarafından gerçekleşmesini istediği şu programdır:
1- Türklerin devlet hayatı ortaya konarak, devletin şekli, anayasası, devlet başkanının hak ve görevleri, parlamento ve seçim kanunları, hükümet şekli ve kanuni yetkileri, mali sistemi, ordu teşkilatı, yargı organları ve işleme şekillleri.
2- Türkleri ekonomik hayatı ortaya konularak tarım, üretim dalları, endüstri hayatı, yollar ve ulaşım, iç ve dış ticaret.
3- Türklerin fikri hayatının ortaya konarak dini inanış ve kuruluşları, aile düzeni, örf ve adetleri, müspet bilimlerin bütün dalları ve güzel sanatları araştırılıp ortaya konacak ve genç nesillere okutulacaktı.”