Bugün ülkemizdeki “Türkçülük” hareketi elbette “Kırım-Kafkasya-İdil-Ural” kadar “Kerkük Ekolünü”nün de tesiriyle teşekkül etmiştir. Bu ince hakikati bilmemiz ve kavramız gerekiyor. Çünkü netice itibariyle Anadolu da “Türkmen” köküne dayanmaktadır. Özellikle Doğu Güney ve Güneydoğu Anadolu'da evvelinden sonuna kadar “Bayatlık” gibi bir etnik-sosyal-kültürel mensubiyetin dışına çıkamayız. İşte “Azerbaycan Ezgileri” ve işte “Kerkük Hoyratları!” Bunları dinleyip de kendinden geçmemek mümkün mü? Ya Türkmeneli'nin davul-zurnası eşliğinde kır düğünleri; güzel ve endamlı, mağrur ve gururlu Türkmen kızları, Karakoyunlu Karayusuf'un dünyaya bile meydan okuyacak mert delikanlıları! Bu ruh yaşadıkça, bu kültür ayakta durdukça siz daima olacaksınız; bırakın deli rüzgârı istediği tarafa essin, hattâ ortalığı toz dumana katsın! Bunu bir felâket değil “Toy” olarak görünüz; her şey mutlaka aslına rücu edecektir! Yine efkârlı, o dört kelimelik özleyişi söylemeden geçemeyeceğim: “Ahh! Milletim Canım Benim!”
Bugün ülkemizdeki “Türkçülük” hareketi elbette “Kırım-Kafkasya-İdil-Ural” kadar “Kerkük Ekolünü”nün de tesiriyle teşekkül etmiştir. Bu ince hakikati bilmemiz ve kavramız gerekiyor. Çünkü netice itibariyle Anadolu da “Türkmen” köküne dayanmaktadır. Özellikle Doğu Güney ve Güneydoğu Anadolu'da evvelinden sonuna kadar “Bayatlık” gibi bir etnik-sosyal-kültürel mensubiyetin dışına çıkamayız. İşte “Azerbaycan Ezgileri” ve işte “Kerkük Hoyratları!” Bunları dinleyip de kendinden geçmemek mümkün mü? Ya Türkmeneli'nin davul-zurnası eşliğinde kır düğünleri; güzel ve endamlı, mağrur ve gururlu Türkmen kızları, Karakoyunlu Karayusuf'un dünyaya bile meydan okuyacak mert delikanlıları! Bu ruh yaşadıkça, bu kültür ayakta durdukça siz daima olacaksınız; bırakın deli rüzgârı istediği tarafa essin, hattâ ortalığı toz dumana katsın! Bunu bir felâket değil “Toy” olarak görünüz; her şey mutlaka aslına rücu edecektir! Yine efkârlı, o dört kelimelik özleyişi söylemeden geçemeyeceğim: “Ahh! Milletim Canım Benim!”