Abbas Kiyarüstemi 1977'de "Kirazın Tadı" filmiyle Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye ödülünü kazandığında, İran'ı dünya sinema haritasının tam orta yerine yerleştirmişti. 0 zamandan beri İran Sineması, büyüleyici başarılarıyla bütün dünyayı şaşırtarak sarsmaya devam ediyor.
Hamid Dabaşi bu kitabında, gerek kendi çözümlemeleri gerekse yönetmenlerle . yaptığı uzun röportajlar ışığında, İran'da sinemanın yaşlı ustaları olan Kimyayı, Mehrcuyi, Kiyarüstemi, Beyzayi, Beni-İtimad ve Muhsin Mahmelbaf'tan, günümüzün Semira Mahmelbaf ve Behmen Gubadi gibi büyük umut vaat eden genç yönetmenlerine kadar İran sinemasının genel bir panoramasını çıkarıyor.
Dabaşi, sinemanın İran'da hayalleri nasıl süslediğine dikkat çektikten sonra da, İslam Devrimi'nin akabinde ki sıkı sansüre ve denetim mekanizmalarına rağmen, sinemacıların ifade özgürlüklerine ket vurmaktan ziyade, özgün bir anlatım dili oluşturmayı başardıklarını gözler önüne seriyor...
Abbas Kiyarüstemi 1977'de "Kirazın Tadı" filmiyle Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye ödülünü kazandığında, İran'ı dünya sinema haritasının tam orta yerine yerleştirmişti. 0 zamandan beri İran Sineması, büyüleyici başarılarıyla bütün dünyayı şaşırtarak sarsmaya devam ediyor.
Hamid Dabaşi bu kitabında, gerek kendi çözümlemeleri gerekse yönetmenlerle . yaptığı uzun röportajlar ışığında, İran'da sinemanın yaşlı ustaları olan Kimyayı, Mehrcuyi, Kiyarüstemi, Beyzayi, Beni-İtimad ve Muhsin Mahmelbaf'tan, günümüzün Semira Mahmelbaf ve Behmen Gubadi gibi büyük umut vaat eden genç yönetmenlerine kadar İran sinemasının genel bir panoramasını çıkarıyor.
Dabaşi, sinemanın İran'da hayalleri nasıl süslediğine dikkat çektikten sonra da, İslam Devrimi'nin akabinde ki sıkı sansüre ve denetim mekanizmalarına rağmen, sinemacıların ifade özgürlüklerine ket vurmaktan ziyade, özgün bir anlatım dili oluşturmayı başardıklarını gözler önüne seriyor...