Kişisel çekimin var olduğunu ispatlamaya kalkışmak, ortalama zekaya sahip bir insanı mıknatısın iğneleri çektiği X ışınlarının insan vücudunun en hatta daha sert nesnelerin içinden geçip gittiği, mesajların havadan iletebildiği gerçeğine ikna etmeye benzer. Normal zeka düzeyindeki her insan bu fenomenlerin varolduğunun bilincindedir ve ispatlanmasına gerek duymaz. Konuya gerçekten ilgiliyse, bu fenomenleri doğuran sebepleri öğrenmeyi seçer.
Kişisel çekiciliği öğrenmek isteyen için de aynı durum geçerlidir. Böyle bir gücün varlığını zaten bilir. Onu her an etrafında hisseder ve onun yardımıyla başarabilecek harikaların farkındadır.
Kişisel çekimin var olduğunu ispatlamaya kalkışmak, ortalama zekaya sahip bir insanı mıknatısın iğneleri çektiği X ışınlarının insan vücudunun en hatta daha sert nesnelerin içinden geçip gittiği, mesajların havadan iletebildiği gerçeğine ikna etmeye benzer. Normal zeka düzeyindeki her insan bu fenomenlerin varolduğunun bilincindedir ve ispatlanmasına gerek duymaz. Konuya gerçekten ilgiliyse, bu fenomenleri doğuran sebepleri öğrenmeyi seçer.
Kişisel çekiciliği öğrenmek isteyen için de aynı durum geçerlidir. Böyle bir gücün varlığını zaten bilir. Onu her an etrafında hisseder ve onun yardımıyla başarabilecek harikaların farkındadır.