İşgalcinin, katlettikleri insanların cesetleri önüne geçip, hatıra fotoğraf, çektirmeleriyle ünlü askerleri, bir Filistin evini daha yıkmak için geldiler. Önlerine Amerikalı genç kız Rachel dikildi. Rachel'e; “Çekil yoksa seni de evle birlikte dümdüz ederiz.” dediler. Rachel; “Ölürüm ama bu insanların evini başlarına yıkmanızı izlemem.” diye haykırdı. İşgalcinin askerleri, buldozeri önce Rachel'in üstüne sürdüler...
Rachel, işgalciye karşı olmak için bir devrimci ya da eylemci, hatta Müslüman olmaya bile gerek olmadığını sadece insan olmanın yeterli olduğunu tüm dünyaya gösterdi.
İsrail tanklarının önünden kaçan sözde Arap Ordularına inat Rachel bir adım bile kıpırdamadı yerinden. Filistin'in birçok ünlü ismi, İsrailliler ile kumar masalarında zar atarken, Amerikalı Rachel işgal altındaki insanlar için masaya hayatını koydu.
O dünya güzeli aydınlık yüzü, işgalciler tarafından tanınmaz hale getirildi. Bakmaya cesaretiniz var ise; internette arama motorlarından birine girin ve “Rachel Corrie” diye yazın, sonra çıkan fotoğraflara bir bakın ve başka bir şey söylemeye gerek kalmadığını göreceksiniz.
Rachel'in başından geçenleri, okuma yazma bilmeyen ama gerçek bir mümin olan anneme anlattığımda ağlayarak tek bir cümle söyledi; “Uşağım, Allah onun için özel bir cennet yapsın...” O'nun anısını yaşatmak anısına küçük de olsa bir şey yapabilmiş olmak için kitabımı Rachel Corrie'ye ithaf ediyorum.
O'nun canı pahasına karşı çıktığı işgale, ben en azından kalemim ile karşı durayım istiyorum. Ben, Müslüman bir Türk olarak, kanını topraklarımızda döken Rachel'i saygı ile selamlıyor, Allah'ın rahmetinin O'nu kuşatacağına tüm kalbimle inanıyorum.
İşgalcinin gözyaşı ve kan ile suladığı bu topraklar, son huzurlu günlerini daha dün denecek kadar kısa zaman evvel, dedelerimiz zamanında yaşadı. Amerikalı bir genç kız, bizim insanımız ve topraklarımız için canını vermişken, ben nasıl işgalcinin zulmüne seyirci kalabilirim.
Hz. İbrahim'in içine atıldığı ateşe su taşıyan minik serçeye; “Senin taşıdığın bir damlacık su ile bu kocaman ateş söner mi?” demişler. Minik serçe; “Ateşi söndüremeyeceğimi biliyorum. Önemli olan tarafımız belli olsun.” karşılığını vermiş. Yazdıklarım serçenin su taşıması misalidir. İstiyorum ki tarafım belli olsun. Bu kitabın bir kısmı Filistin'de, bir kısmı ise sözde İsrail topraklarında yazıldı. Bazı bölümler ise işgal topraklarında tuttuğum notların Türkiye'de düzenlenmesi ile oluştu. Kitabımda eksik kalan ve takviye edilmeye ihtiyaç duyulan yerler muhakkak vardır ama inanın samimiyet ile yazılmamış tek harf yoktur.
Filistin ve İsrail üzerine söylenecek çok söz vardır. Bölgede yaşanan olayların tarihi, bölgedeki inançlar, bu topraklarda iz bırakmış peygamberlerin menkıbeleri, kültürel ve tarihi miras, kişilerin portreleri birçok konuda bölgeyi benden çok daha iyi bilen isimlerin, bu çirkin işgal ve Filistin toprakları üzerine çok daha derin içerikli kitaplar kaleme alacaklarından eminim.
İşgalcinin, katlettikleri insanların cesetleri önüne geçip, hatıra fotoğraf, çektirmeleriyle ünlü askerleri, bir Filistin evini daha yıkmak için geldiler. Önlerine Amerikalı genç kız Rachel dikildi. Rachel'e; “Çekil yoksa seni de evle birlikte dümdüz ederiz.” dediler. Rachel; “Ölürüm ama bu insanların evini başlarına yıkmanızı izlemem.” diye haykırdı. İşgalcinin askerleri, buldozeri önce Rachel'in üstüne sürdüler...
Rachel, işgalciye karşı olmak için bir devrimci ya da eylemci, hatta Müslüman olmaya bile gerek olmadığını sadece insan olmanın yeterli olduğunu tüm dünyaya gösterdi.
İsrail tanklarının önünden kaçan sözde Arap Ordularına inat Rachel bir adım bile kıpırdamadı yerinden. Filistin'in birçok ünlü ismi, İsrailliler ile kumar masalarında zar atarken, Amerikalı Rachel işgal altındaki insanlar için masaya hayatını koydu.
O dünya güzeli aydınlık yüzü, işgalciler tarafından tanınmaz hale getirildi. Bakmaya cesaretiniz var ise; internette arama motorlarından birine girin ve “Rachel Corrie” diye yazın, sonra çıkan fotoğraflara bir bakın ve başka bir şey söylemeye gerek kalmadığını göreceksiniz.
Rachel'in başından geçenleri, okuma yazma bilmeyen ama gerçek bir mümin olan anneme anlattığımda ağlayarak tek bir cümle söyledi; “Uşağım, Allah onun için özel bir cennet yapsın...” O'nun anısını yaşatmak anısına küçük de olsa bir şey yapabilmiş olmak için kitabımı Rachel Corrie'ye ithaf ediyorum.
O'nun canı pahasına karşı çıktığı işgale, ben en azından kalemim ile karşı durayım istiyorum. Ben, Müslüman bir Türk olarak, kanını topraklarımızda döken Rachel'i saygı ile selamlıyor, Allah'ın rahmetinin O'nu kuşatacağına tüm kalbimle inanıyorum.
İşgalcinin gözyaşı ve kan ile suladığı bu topraklar, son huzurlu günlerini daha dün denecek kadar kısa zaman evvel, dedelerimiz zamanında yaşadı. Amerikalı bir genç kız, bizim insanımız ve topraklarımız için canını vermişken, ben nasıl işgalcinin zulmüne seyirci kalabilirim.
Hz. İbrahim'in içine atıldığı ateşe su taşıyan minik serçeye; “Senin taşıdığın bir damlacık su ile bu kocaman ateş söner mi?” demişler. Minik serçe; “Ateşi söndüremeyeceğimi biliyorum. Önemli olan tarafımız belli olsun.” karşılığını vermiş. Yazdıklarım serçenin su taşıması misalidir. İstiyorum ki tarafım belli olsun. Bu kitabın bir kısmı Filistin'de, bir kısmı ise sözde İsrail topraklarında yazıldı. Bazı bölümler ise işgal topraklarında tuttuğum notların Türkiye'de düzenlenmesi ile oluştu. Kitabımda eksik kalan ve takviye edilmeye ihtiyaç duyulan yerler muhakkak vardır ama inanın samimiyet ile yazılmamış tek harf yoktur.
Filistin ve İsrail üzerine söylenecek çok söz vardır. Bölgede yaşanan olayların tarihi, bölgedeki inançlar, bu topraklarda iz bırakmış peygamberlerin menkıbeleri, kültürel ve tarihi miras, kişilerin portreleri birçok konuda bölgeyi benden çok daha iyi bilen isimlerin, bu çirkin işgal ve Filistin toprakları üzerine çok daha derin içerikli kitaplar kaleme alacaklarından eminim.