Arzunun ve alçaklığın peşinden gidip, kendini sadizmin hüküm sürdüğü sarsıcı bir cennete; Çin'de işkencenin rafine bir sanat olarak icra edildiği bir bahçede bulan sefih bir Fransız, içinde yaşadığı burjuva dünyasında aklına hayaline gelmeyecek bir rezilliğe batar...
Octave Mirbeau'nun bu kült bir cinsel mutluluk ve coşkunlukla, işkenceleri ayrıntılı olarak betimlemesiyle, hükümetin yolsuzluklarına ve bürokrasiye yönelttiği siyasi eleştiriyle eşine benzerine az rastlanır bir roman.
İşkence Bahçesi bir yazarın hayal gücünün üretebileceği en özgün yapıtlarından biridir. Sansüre ve özellikle de otosansüre karşı halihazırda süren mücadelenin bir parçası olarak, daha özgür bir dünyaya kavuşmamıza engel olan herkese karşı yürütülen savaşın bir dönüm noktası olup çıkmıştır.
Arzunun ve alçaklığın peşinden gidip, kendini sadizmin hüküm sürdüğü sarsıcı bir cennete; Çin'de işkencenin rafine bir sanat olarak icra edildiği bir bahçede bulan sefih bir Fransız, içinde yaşadığı burjuva dünyasında aklına hayaline gelmeyecek bir rezilliğe batar...
Octave Mirbeau'nun bu kült bir cinsel mutluluk ve coşkunlukla, işkenceleri ayrıntılı olarak betimlemesiyle, hükümetin yolsuzluklarına ve bürokrasiye yönelttiği siyasi eleştiriyle eşine benzerine az rastlanır bir roman.
İşkence Bahçesi bir yazarın hayal gücünün üretebileceği en özgün yapıtlarından biridir. Sansüre ve özellikle de otosansüre karşı halihazırda süren mücadelenin bir parçası olarak, daha özgür bir dünyaya kavuşmamıza engel olan herkese karşı yürütülen savaşın bir dönüm noktası olup çıkmıştır.