İslâm-Bizans ilişkisi iki güç arasında, sadece tarihin konusu olacak türden bir ilişki değildir. Askeri, diplomatik ve kültürel alanları kapsayan; etkisi bugüne kadar uzanan çok yönlü bir ilişkiler zinciridir. İslâm-Bizans ilişkisi aynı zamanda bir karşılıklı etkileşim tarihidir ve kendini daha çok siyasi ve kültürel alanda hissettirmiştir. Sonuçlarını bugün bile hissettiğimiz bu etki nedeniyle İslam-Bizans ilişkileri tarihi, iki farklı medeniyetin yüzleşmesi ve hesaplaşmasıyla tanımlanan yoğun bir döneme işaret eder. Bu kitap farklı iki medeniyetin özellikle askeri, siyasi ve kültürel alandaki karşılaşmasını içine almaktadır. Hz. Peygamber döneminden Abbasilere kadar olan dönemde İslâm Dünyasının Bizans'la olan ilişkilerini incelemektedir. Yazar, Batı ve İslâm ilişkilerinin temel dinamiklerinin şekillenmeye başladığı bir dönemde bu ilişkileri belirleyen ana başlıkların açığa çıkarılması anlamında titiz bir çalışma sunuyor.
İslâm-Bizans ilişkisi iki güç arasında, sadece tarihin konusu olacak türden bir ilişki değildir. Askeri, diplomatik ve kültürel alanları kapsayan; etkisi bugüne kadar uzanan çok yönlü bir ilişkiler zinciridir. İslâm-Bizans ilişkisi aynı zamanda bir karşılıklı etkileşim tarihidir ve kendini daha çok siyasi ve kültürel alanda hissettirmiştir. Sonuçlarını bugün bile hissettiğimiz bu etki nedeniyle İslam-Bizans ilişkileri tarihi, iki farklı medeniyetin yüzleşmesi ve hesaplaşmasıyla tanımlanan yoğun bir döneme işaret eder. Bu kitap farklı iki medeniyetin özellikle askeri, siyasi ve kültürel alandaki karşılaşmasını içine almaktadır. Hz. Peygamber döneminden Abbasilere kadar olan dönemde İslâm Dünyasının Bizans'la olan ilişkilerini incelemektedir. Yazar, Batı ve İslâm ilişkilerinin temel dinamiklerinin şekillenmeye başladığı bir dönemde bu ilişkileri belirleyen ana başlıkların açığa çıkarılması anlamında titiz bir çalışma sunuyor.