Rasülullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in eğitim ve davette izlediği metot şöyleydi:
Güzel ve etkili konuşurdu. Tatlı dilli güler yüzlü idi. Sabırlı ve alçak gönüllüydü.Eğitim ve davette şiddete karşıydı. İlimde ciddi ve samimi olunmasını isterdi. Anlatmak istediği bir konuya soru sorarak başlardı. Olayları hikâyeleştirir, örnekler verir, benzetmeler yapardı. Şekiller çizerek anlattıkların' zihinlere resmederdi. Eğitim ve öğretimde kolaydan zora doğru bir metot takip ederdi. Sorulan sorulara bıkmadan cevap verirdi. Soru soran kimsenin ihtiyacına göre çözümler önerirdi. Beğendiği soruyu överdi. Kişinin seviyesine göre cümleler kurardı. Karşısındakinin yüzüne bakarak konuşurdu. Anlatımlarında "beden dilini" de kullanırdı. Sözlerini zaman zaman yeminle pekiştirirdi. Müjdeleyiciydi, nefret ettirilmesini istemezdi. Hakkında bilgisi olmadığı konuda konuşmazdı. Söyleyeceklerini ortam müsait olduğunda söylerdi. Konuşmasına kısa ve özlü bir giriş yapardı. Konuşmalarinda sebep-sonuç ilişkisi kurardı. İnsanları düşünmeye teşvik eder, onları güzel ahlaka çağırırdı.
Eğer biz de bu metotla insanları İslam'a davet edersek, daveti-mizde mutlaka başarı elde eder ve onların kalbini kazanmada müthiş bir kıvam yakalamış oluruz.
Rasülullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in eğitim ve davette izlediği metot şöyleydi:
Güzel ve etkili konuşurdu. Tatlı dilli güler yüzlü idi. Sabırlı ve alçak gönüllüydü.Eğitim ve davette şiddete karşıydı. İlimde ciddi ve samimi olunmasını isterdi. Anlatmak istediği bir konuya soru sorarak başlardı. Olayları hikâyeleştirir, örnekler verir, benzetmeler yapardı. Şekiller çizerek anlattıkların' zihinlere resmederdi. Eğitim ve öğretimde kolaydan zora doğru bir metot takip ederdi. Sorulan sorulara bıkmadan cevap verirdi. Soru soran kimsenin ihtiyacına göre çözümler önerirdi. Beğendiği soruyu överdi. Kişinin seviyesine göre cümleler kurardı. Karşısındakinin yüzüne bakarak konuşurdu. Anlatımlarında "beden dilini" de kullanırdı. Sözlerini zaman zaman yeminle pekiştirirdi. Müjdeleyiciydi, nefret ettirilmesini istemezdi. Hakkında bilgisi olmadığı konuda konuşmazdı. Söyleyeceklerini ortam müsait olduğunda söylerdi. Konuşmasına kısa ve özlü bir giriş yapardı. Konuşmalarinda sebep-sonuç ilişkisi kurardı. İnsanları düşünmeye teşvik eder, onları güzel ahlaka çağırırdı.
Eğer biz de bu metotla insanları İslam'a davet edersek, daveti-mizde mutlaka başarı elde eder ve onların kalbini kazanmada müthiş bir kıvam yakalamış oluruz.