İslam, insanların yaşamlarını sahih bir kulluk, vicdani bir hakkaniyet ve hukuki meşruiyet içerisinde sürdürmelerinin yolunu öğretmek için gönderilmiştir. Bu durum kulluğu, yaşamın bütün alanlarındaki bir suruş ve tutuma dönüştürürken meşruiyet ve haklılığı da bunun temeli ve ölçüsü haline getirmiştir. bu sebeple meşruiyet ve haklılık ile temellendirelemeyen bir fiil iyi niyetli dahi olsa sevaba ulaştırmadığı gibi hukuki himayede görmez.
İslam hukuku, kulluk ödevine halel vermeksizin beşeri ilişkiler tesis etmenin gerektirdiği bilgiyi düzenlemek ve toplumun ıslahına katkı sağlamak amacıyla nassların gözetiminde geliştirilmiş normatif kurallardır. İnsanı, inancı ve eylemiyle, dünyası ve ahiretiyle bir bütün kabul etmiş olması ve çözümlerini bu bakış açısı üzerine kurmuş olması bu ilmin en belirgin özelliğidir.
Elinizdeki eser, İslam hukukunun eşya ve borçlar hukukunda ortaya koyduğu normları ve doktrinal zenginliği sistematik bir tarzda ortaya koymayı hedeflemektedir. Bunu yaparken pür doktrin çalışmalarının yoruculuğu ile muhtasar eserlerin yüzeyselliğinden kaçınılmaya çalışılmıştır.
İslam, insanların yaşamlarını sahih bir kulluk, vicdani bir hakkaniyet ve hukuki meşruiyet içerisinde sürdürmelerinin yolunu öğretmek için gönderilmiştir. Bu durum kulluğu, yaşamın bütün alanlarındaki bir suruş ve tutuma dönüştürürken meşruiyet ve haklılığı da bunun temeli ve ölçüsü haline getirmiştir. bu sebeple meşruiyet ve haklılık ile temellendirelemeyen bir fiil iyi niyetli dahi olsa sevaba ulaştırmadığı gibi hukuki himayede görmez.
İslam hukuku, kulluk ödevine halel vermeksizin beşeri ilişkiler tesis etmenin gerektirdiği bilgiyi düzenlemek ve toplumun ıslahına katkı sağlamak amacıyla nassların gözetiminde geliştirilmiş normatif kurallardır. İnsanı, inancı ve eylemiyle, dünyası ve ahiretiyle bir bütün kabul etmiş olması ve çözümlerini bu bakış açısı üzerine kurmuş olması bu ilmin en belirgin özelliğidir.
Elinizdeki eser, İslam hukukunun eşya ve borçlar hukukunda ortaya koyduğu normları ve doktrinal zenginliği sistematik bir tarzda ortaya koymayı hedeflemektedir. Bunu yaparken pür doktrin çalışmalarının yoruculuğu ile muhtasar eserlerin yüzeyselliğinden kaçınılmaya çalışılmıştır.