İnsanlar arasında her gün farkında olarak yahut olmayarak meydana gelen hukuki işlemlerin büyük bölümünü borç ilişkileri teşkil eder. Çoğu zaman borç para verir yahutta peşin veya vadeli olmak üzere bir takım şeyler satın alırız.
Hemen her gün içerisinde bulunduğunuz bu ilişkilerin sürekli düzenli ve ihtilafsız olarak cereyan etmesi de mümkün değildir. Kimi zaman ayıplı bir malın yahut zamanında ödenmeyen bir borcun bize yüklediği zarar ve ziyanın telafisi maksadıyla çeşitli hukuki yollara başvururuz.
İslam Hukukunda her şeyden önce, borçlunun borcunu rızası ile zamanında ve her türlü kusurdan uzak olarak ödemesi esastır. Bu ilkeden hareketle, alacaklısını, mükellefiyetlerini hakkıyla yerine getirmemesi sebebiyle zarara uğratan borçlunun Mecelle'de de ifadesini bulduğu şekliyle, bu zararı izale etmesi gerektiği açıktır. Ancak her şeyden önce borçlunun mali durumumun ifa bakımından müsait olması ve alacaklının, bu şartın gerçekleşmesi halinde borcun tahsili maksadıyla mahkemeler nezdinde aynen ifa talebinde bulunması ve bu meyanda sözleşmeye aykırılıktan dolayı, varsa uğradığı zararın tazminini istemesi gerekir.
Üzerinde çalıştığımız bu kitap genel anlamda Batı Hukuku ve özelde Türk Borçlar Hukuku ile mukayeseli olmak üzere “İslam Hukukunda Akdi Mesuliyet ve Tazminat” başlığında giriş ve dört bölümden ibarettir. Girişte, tazminat mesuliyetinin daha iyi anlaşılmasına yardımcı olması bakımından, akitten doğan borçları, belli bir tasnife tutarak ele aldık. Çünkü ne ile mesul olunduğu bir ölçüde neden mesul olunduğunun anlaşılmasına bağlıdır.
Birinci bölümde, tazminat mesuliyetinin ortaya çıkmasına sebep olan akde muhalefetin ne olduğu ve bunu meydana getiren durumlara temas edilmiştir. Bunlar sırasıyla; borçlunun temerrüdü, borcun imkansız hale gelmesi ve ayıplı ifadır.
İkinci bölümde ise, alacaklının mesuliyet yolunu işletebilmesi için öncelikle başvurması gereken bir yol olan aynen ifa konusu ve özellikle karşılıklı iki taraflı borç doğuran akitlerde ortaya çıkan fesih konusu ele alınmıştır.
Tazminat mesuliyetinin doğması için, mutlaka her akde aykırılıkta bulunması gereken ve bir yerde bu mesuliyetin kurucu unsurları olarak telakki ettiğimiz kusur, zarar ve illiyet bahislerini üçüncü bölümde incelemiş bulunmaktayız.
Dördüncü ve son bölümde ise, akitleri tazminat mesuliyeti bakımından üç gruba ayırarak, her bir gruba giren akitleri, tazminat mesuliyetini esas alarak, tek tek ele aldık ve yine her bir grupta belli başlı bir veya iki akde diğerlerine misal teşkil edecek mahiyet ve hacimde daha fazla yer vererek, diğerlerinde tekrardan kaçınmaya çalıştık.
Çalışma yaptığımız bu kitabın ülkemizde alanında özgün olduğunu düşünmekteyiz. Arap ülkelerinde yapılan çalışmaların çoğunluğunu, gasp ve itlaf mesuliyeti çerçevesi içerisinde haksız fiil yahut cezai mesuliyet teşkil etmektedir. Yalnız bu arada, Abdurrezzak es-Senhuri'nin Mesadıru'1-Hakk, Vehbe ez-Zuhay1i'nin Nazariyyetü'd-Daman ve Ahkamü'l-Mesuliyeti'lMedeniyye ve'l-Cinaiyye ve Ali el-Hafif'in, ed-Daman fi'1-Fıkhi'l-İslâmi isimli kitapları ile M. Ahmed ez-Zerka ve M. Emin es-Sadık ed-Darir'in Mecellettü'lEbhasi'l-iktisadi'l-İslâmi adlı dergide yayınlanan, kaynakçada verdiğimiz, borçlunun temerrüdü ile ilgili makalelerinin faydalı olduğunu belirtmeliyiz. Konumuzla doğrudan ilgili Sayed Hassan Amin'in Remedies for Breach of Contract in Islamic and Iranian Law isimli kitabından ve de konuyu bol misallerle kazuistik bir metodla ele alan Ebu Muhammed Gânim el-Bağdadi'nin Mecmau'd-Damanat ile Fudayl b. Ali el-Cemali'nin ed-Damanat fî Fürû'ı'lHanefiyye isimli yazma eserinden istifade edilmiştir.
Mezheplerin mevzu ile ilgili görüşlerine yer vermek bakımından dört mezhebin ve zaman zaman da zahiriler olmak üzere, başlıca umumi fıkıh kitaplarına müracaat edilmiştir. Bu fıkıh kitaplarından, satım akdinden itibaren tüm muamelat bölümlerinden konunuzla ilgili bilgilere rastlamak mümkün olmuştur. Ancak özellikle satım, kira, vedia ve ariyet bahislerinden, bu akitlerin kendi grupları içerisinde örnek teşkil eden ve en geniş ele alınanlar olması sebebiyle fazlaca yararlanılmıştır.
Mukayeseli bir çalışma maksadımıza yönelik olarak ve planımız gereği, Türk Hukuku ile ilgili bilgileri bir sistem dahilinde vermeye çalıştık. Batı Hukuku tabiri kavramsal olarak İslâm Hukuku dışında Batı Hukuku kaynaklı ve bundan mülhem pozitif hukuk düzenlemelerine sahip olmayı ifade etmektedir. Bu durum batılı ülkeler kadar, hukuki düzenlemelerinde bu özelliklere kısmen veya tamamen sahip bir kısım Arap-İslâm ülkesini de kapsamaktadır. Türk Borçlar Hukukuna dair mevcut geniş literatür içerisinden, konuyu belli bir sistem ve disiplin içerisinde, doktriner görüşlere de yer vererek aktaran Prof. Dr. Haluk Tandoğan'ın Türk Mesuliyet Hukuku ve yeni Borçlar Kanunu dönemiyle ilgili olarak güncel baskılarıyla Prof. Dr. Fikret Eren'in Borçlar Hukuku Genel Hükümler ve Borçlar Hukuk Özel Hükümler isimli kitaplarını burada özellikle zikretmek yerinde olacaktır.
İnsanlar arasında her gün farkında olarak yahut olmayarak meydana gelen hukuki işlemlerin büyük bölümünü borç ilişkileri teşkil eder. Çoğu zaman borç para verir yahutta peşin veya vadeli olmak üzere bir takım şeyler satın alırız.
Hemen her gün içerisinde bulunduğunuz bu ilişkilerin sürekli düzenli ve ihtilafsız olarak cereyan etmesi de mümkün değildir. Kimi zaman ayıplı bir malın yahut zamanında ödenmeyen bir borcun bize yüklediği zarar ve ziyanın telafisi maksadıyla çeşitli hukuki yollara başvururuz.
İslam Hukukunda her şeyden önce, borçlunun borcunu rızası ile zamanında ve her türlü kusurdan uzak olarak ödemesi esastır. Bu ilkeden hareketle, alacaklısını, mükellefiyetlerini hakkıyla yerine getirmemesi sebebiyle zarara uğratan borçlunun Mecelle'de de ifadesini bulduğu şekliyle, bu zararı izale etmesi gerektiği açıktır. Ancak her şeyden önce borçlunun mali durumumun ifa bakımından müsait olması ve alacaklının, bu şartın gerçekleşmesi halinde borcun tahsili maksadıyla mahkemeler nezdinde aynen ifa talebinde bulunması ve bu meyanda sözleşmeye aykırılıktan dolayı, varsa uğradığı zararın tazminini istemesi gerekir.
Üzerinde çalıştığımız bu kitap genel anlamda Batı Hukuku ve özelde Türk Borçlar Hukuku ile mukayeseli olmak üzere “İslam Hukukunda Akdi Mesuliyet ve Tazminat” başlığında giriş ve dört bölümden ibarettir. Girişte, tazminat mesuliyetinin daha iyi anlaşılmasına yardımcı olması bakımından, akitten doğan borçları, belli bir tasnife tutarak ele aldık. Çünkü ne ile mesul olunduğu bir ölçüde neden mesul olunduğunun anlaşılmasına bağlıdır.
Birinci bölümde, tazminat mesuliyetinin ortaya çıkmasına sebep olan akde muhalefetin ne olduğu ve bunu meydana getiren durumlara temas edilmiştir. Bunlar sırasıyla; borçlunun temerrüdü, borcun imkansız hale gelmesi ve ayıplı ifadır.
İkinci bölümde ise, alacaklının mesuliyet yolunu işletebilmesi için öncelikle başvurması gereken bir yol olan aynen ifa konusu ve özellikle karşılıklı iki taraflı borç doğuran akitlerde ortaya çıkan fesih konusu ele alınmıştır.
Tazminat mesuliyetinin doğması için, mutlaka her akde aykırılıkta bulunması gereken ve bir yerde bu mesuliyetin kurucu unsurları olarak telakki ettiğimiz kusur, zarar ve illiyet bahislerini üçüncü bölümde incelemiş bulunmaktayız.
Dördüncü ve son bölümde ise, akitleri tazminat mesuliyeti bakımından üç gruba ayırarak, her bir gruba giren akitleri, tazminat mesuliyetini esas alarak, tek tek ele aldık ve yine her bir grupta belli başlı bir veya iki akde diğerlerine misal teşkil edecek mahiyet ve hacimde daha fazla yer vererek, diğerlerinde tekrardan kaçınmaya çalıştık.
Çalışma yaptığımız bu kitabın ülkemizde alanında özgün olduğunu düşünmekteyiz. Arap ülkelerinde yapılan çalışmaların çoğunluğunu, gasp ve itlaf mesuliyeti çerçevesi içerisinde haksız fiil yahut cezai mesuliyet teşkil etmektedir. Yalnız bu arada, Abdurrezzak es-Senhuri'nin Mesadıru'1-Hakk, Vehbe ez-Zuhay1i'nin Nazariyyetü'd-Daman ve Ahkamü'l-Mesuliyeti'lMedeniyye ve'l-Cinaiyye ve Ali el-Hafif'in, ed-Daman fi'1-Fıkhi'l-İslâmi isimli kitapları ile M. Ahmed ez-Zerka ve M. Emin es-Sadık ed-Darir'in Mecellettü'lEbhasi'l-iktisadi'l-İslâmi adlı dergide yayınlanan, kaynakçada verdiğimiz, borçlunun temerrüdü ile ilgili makalelerinin faydalı olduğunu belirtmeliyiz. Konumuzla doğrudan ilgili Sayed Hassan Amin'in Remedies for Breach of Contract in Islamic and Iranian Law isimli kitabından ve de konuyu bol misallerle kazuistik bir metodla ele alan Ebu Muhammed Gânim el-Bağdadi'nin Mecmau'd-Damanat ile Fudayl b. Ali el-Cemali'nin ed-Damanat fî Fürû'ı'lHanefiyye isimli yazma eserinden istifade edilmiştir.
Mezheplerin mevzu ile ilgili görüşlerine yer vermek bakımından dört mezhebin ve zaman zaman da zahiriler olmak üzere, başlıca umumi fıkıh kitaplarına müracaat edilmiştir. Bu fıkıh kitaplarından, satım akdinden itibaren tüm muamelat bölümlerinden konunuzla ilgili bilgilere rastlamak mümkün olmuştur. Ancak özellikle satım, kira, vedia ve ariyet bahislerinden, bu akitlerin kendi grupları içerisinde örnek teşkil eden ve en geniş ele alınanlar olması sebebiyle fazlaca yararlanılmıştır.
Mukayeseli bir çalışma maksadımıza yönelik olarak ve planımız gereği, Türk Hukuku ile ilgili bilgileri bir sistem dahilinde vermeye çalıştık. Batı Hukuku tabiri kavramsal olarak İslâm Hukuku dışında Batı Hukuku kaynaklı ve bundan mülhem pozitif hukuk düzenlemelerine sahip olmayı ifade etmektedir. Bu durum batılı ülkeler kadar, hukuki düzenlemelerinde bu özelliklere kısmen veya tamamen sahip bir kısım Arap-İslâm ülkesini de kapsamaktadır. Türk Borçlar Hukukuna dair mevcut geniş literatür içerisinden, konuyu belli bir sistem ve disiplin içerisinde, doktriner görüşlere de yer vererek aktaran Prof. Dr. Haluk Tandoğan'ın Türk Mesuliyet Hukuku ve yeni Borçlar Kanunu dönemiyle ilgili olarak güncel baskılarıyla Prof. Dr. Fikret Eren'in Borçlar Hukuku Genel Hükümler ve Borçlar Hukuk Özel Hükümler isimli kitaplarını burada özellikle zikretmek yerinde olacaktır.